Hepimiz, yaşamımızla ilgili aldığımız kararları özgür irademizle aldığımızı düşünürüz ama aslında özgür iradeye sahip değilizdir. Çünkü yaşamımızda aldığımız birçok karar özgür irademizle yapmış olduğumuz tercihlerden oluşmuyor. Sadece beynimizde yer alan uyaranlara bağlı olarak otomatik şekilde karar veriyoruz.
Biz, özgür irade ile karar aldığımızı farz etsek de bu kararlarımızı bilinç altına yerleşmiş bir çok fikir ya da düşünce etkiliyor. Örneğin, sağ görüşte yer alan birinin sol görüşlü yazarları okumaması ya da sol görüşlü birinin sağ görüşlü yazarları okumaması özgür irade ile alınmış bir karar değildir.
Beynin bir karar alabilmesi için çevreden bir uyaran alması gerekir. Beyin uyaranı aldıktan sonra saniyeler içerisinde benliğin ve bilinçaltının etkisiyle bir karara varır. Burada sorgulanması gereken beynin bu kararı alırken irademizin ne kadar özgür olduğudur?
'İnsanlar, önlerindeki tercihler arasından birini seçerek özgür iradeleri ile karar verebilirler.' şeklinde düşünebilirsiniz. Örneğin üniversite tercihi yapan bir insanın iyi puan almışsa ilk tercih hakkını Ortadoğu ya da Boğaziçi Üniversitesinden yana kullanmasının nedeni bu üniversitelerin iyi olarak beynimize işlenmiş olmasıdır. Yaşamımızla ilgili bu önemli kararı dahi kendi özgür irademizle alamıyoruz.
Bir idareci personelle ilgili kararlar alırken kendisine yalakalık yapan personele daha ılımlı yaklaşım sergilerken kendisine muhalif personelle ilgili daha sert yaklaşım sergilemesinin özgür iradeyle bir alakası var mıdır?
Özgür olduğunu düşündüğümüz irademizin ne acıdır ki özgür hiçbir yanı yoktur. Şartlanmışlıklarımız içerisinde kendimizi kısıtlayarak ve nefsimizin kölesi olarak kararlar alıyoruz.
Biz yine de özgür irademizle karar aldığımızı düşünelim. Düşünmesi bile güzel...