İlerleyen teknoloji ile birlikte bilgi kirliliği o kadar çoğaldı ki zihin bahçelerine neyin girdiğine dikkat etmeyen insanların zihinleri gereksiz bilgilerle doldu.
Oysa insan, kendi zihninin bahçıvanı olmalı ve zihin bahçesine her bilginin girmesine izin vermemelidir. Tıpkı bir bahçıvanın bahçesine gösterdiği özenin aynısını zihnine göstermeli ve ayrık otlarının zihin bahçesinde yetişmesini engellemelidir.
Zihin bahçesinde yetişen ayrık otları yüzünden insanların zihninde yeni fikirler yetişememekte bu nedenle de kendine yatırım yapamayan insanlar, yaşam rüzgarının kendilerini götürdüğü istikamete doğru gitmektedir.
Dolu bardak meselesini hepimiz biliriz. Bir bardağın içine sıvı dökmeye başladığımız zaman dolduğunda daha fazlasını alamayacağını bildiğimiz için sıvı dökmeyi hemen keseriz. İşte zihnimizin de bu bardaktan hiçbir farkı yoktur. Tıpkı bardak gibi zihnimizde dolduğu zaman başka bilgi almadığı için zihin bahçemize giren her bilgiyi sorguya çektikten sonra bahçeye girmesine izin vermeliyiz. Bahçeye girdikten sonrada zaman zaman bahçeyi yoklamalı ve gereksiz hale gelen bilgileri bahçeden çıkartarak yeni bilgilere yer açmalıyız.
İşin özü yaşam rüzgarının önünde savrulmamak ve yaşamımızın istikametini kendimizin belirlemesi, zihin bahçemizde ayrık otlarının yetişmemesi için yaşam kriterlerimizin olması gerekir.
Bu yaşam kriterlerimiz, zihin bahçemizin bekçileri olacak ve zihin bahçemizde ayrık otlarının yetişmesine izin vermeyerek aydınlık fikirlerin elinden tutmamızı sağlayacaktır.
Unutmayalım ki her şey insanın kendinde başlar ve kendinde biter. Önemli olan insanın, kendisini sevmesidir.