Bilişim çağında neredeyse her ebeveyn, çocuğunun internet ve sosyal medya bağımlılığından şikayet ediyor. Ebeveynler, bu şikayetlerinde haksızda sayılmazlar. Çünkü internet ve sosyal medya günlük yaşantı içerisinde bilgi akışını hızlandırarak büyük kolaylıklar sağlasa da psikolojik, sağlık ve sosyal problemler açısından bugüne kadar hiç duymadığımız sorunları gündeme getirmiştir. 

 

Birçok ebeveyn, ilk başlarda çocuklarının eğitimine olumlu katkı sağlayacağı için internet ve sosyal medya kullanımına sıcak bakmıştı. Ancak ebeveynler, internet ve sosyal medyanın çocukları tarafından ödevlerini ve araştırma yapmak için kullanılmadığını anlayınca işin rengi değişti. İnterneti ve sosyal medyayı arkadaşlarıyla mesajlaşmak, çevrimiçi oyunlar oynamak ve hiç tanımadığı kişilerle sohbet odalarında sohbet etmek için kullanan çocukların, psikolojik ve bedensel gelişimleri ile sosyal ilişkileri olumsuz etkilenince ebeveynler, çocuklarını internetten ve sosyal medyadan koparmak için onlara adeta savaş açtı. 

 

Ancak bu savaşın pek de bilinçli şekilde yürütülmediği aşikardır. Çünkü ebeveynler, internet ve sosyal medya kullanımı ile ilgili çocuklarına savaş açarken onların gerçekten internet bağımlısı olup olmadığının farkında dahi değiller. Ebeveynler tarafından çocuklara açılan savaş, ne acıdır ki kulaktan dolma bilgilerle açılıyor. 

 

Peki, ebeveynler, çocuklarının internet bağımlısı olup olmadığını nasıl anlarlar? Ebeveynler, tüm önlemlere rağmen çocuklarının internet kullanımının önüne geçemiyorsalar, internetin olmadığı ortamlar onlar için bir anlam ifade etmiyorsa, internetten yoksun kaldıkları zaman aşırı derecede sinirli ve saldırgan oluyorlarsa bu çocuklar, internet ve sosyal medyaya bağımlıdır. 

 

Ebeveynler, çocuklarını internet ve sosyal medya bağımlılığından korurken sosyal çevrelerini de gözden kaçırmamalıdır. Çünkü internet ve sosyal medya bağımlılığı ilk aşamada bireysel olsa da daha sonra ortaya çıkan sorunlar, toplumu etkilemeye başlar. Bu noktada çocukların sosyal çevrelerinde yer alan kişilerin, internet ve sosyal medya bağımlısı olup olmadığı öne çıkıyor. Çocukların, sosyal çevresindeki kişiler internet ve sosyal medya bağımlısı ise bunlarda görülen olumsuz tutum ve davranışlar, çocuk ile ebeveynin sorun yaşamasına neden olabilir. 

 

Ebeveynler, internet ve sosyal medya bağımlılığı ile çocuklarına savaş açarak onların karşısında saf tutup mücadele etmek yerine onların yanında yer alarak mücadele etmelidir. Çocukları internet ve sosyal medya bağımlısı olan veliler, aşırı ve uygunsuz internet ve sosyal medya kullanımının olumsuz yönleri hakkında çocuklarını bilinçlendirmelidir. Çocukta böyle bir bilinç oluşturulduğu takdirde ebeveynler, bunun büyük faydasını görecektir. Bilgisayar, telefon ya da tablet başında geçirilen uzun vakitler neticesinde oluşabilecek sağlık sorunları hakkında da çocuklar bilgilendirilmelidir. Örneğin el bileği sendromu, boyun kaslarının tutulması, gözlerin yorulması gibi sağlık sorunları hakkında çocuklar bilinçlendirilebilir. Aile ilişkilerinde yaşanan aksaklıklar, derslerine ve dolayısıyla geleceğine yaptığı olumsuz etki, yaşamını nasıl verimsizleştirdiği, bilgisayarın ve internetin olmadığı ortamlarda da çok hoş vakitler geçirilebileceği, en önemlisi de internet ve sosyal medya bağımlılığının yaşamda başarısızlığa yol açacağı, dolayısıyla hayallerinin hiçbirinin gerçekleşmeyeceği hakkında çocuğa bilgiler verilmelidir. 

 

Sonuç olarak ebeveynler ve çocuklar, internet ve sosyal medya bağımlılığı ile ancak birbirlerini anlayarak mücadele edebilir ve sonuç alabilirler. Aksi ise ebeveyn ve çocuk arasındaki savaştan öteye gidemez.