İnsan bu kendisiyle çatışır, lafı ve icraatıyla çelişir. Gün içinde milyon kez egoları tarafından yönetilir ama hepsinden daha beteri olduğu rolde olmadığı gibi davranır.
Hiç uçmayı bilmeyen kuş olur mu?
Sözüm ona düşmandır, size bakışı herkesten daha sıcaktır. Size düşmanlığının altında sanki gizliden bir beğeni yatmaktadır.
Sözüm ona dosttur, sohbeti anlayışı şöyle dursun, olması gerektiği hiçbir yerde değildir.
Sen hiç kabuğundan kaçan kaplumbağa gördün mü?
Olaylar ne yöne giderse ayçiçeğinin yüzünü güneşe dönmesi gibi daireler çizen ruhlar aleminde, sabit durmayı becerebilen bir iki kişiden biriydik. Ya da en azından öyle olduğumuzu sandık.
Nafile bu düzene ayak uydurma çalışmalarımız.
O kırk ayağın bile herbir ayağı birbirinden farklı.
Ayakkabıları da kimseye uyacak cinsten değil.
Gel de bu duruma ayak uydur.
Düşün dur...