İdo Tatlıses: Keşke Babam...
escort masaj Konya escort Sakarya escort Samsun escort Kocaeli escort Kayseri escort İzmir escort Hatay escort Gaziantep escort Diyarbakır escort Ankara escort Adana escort Antalya escort Bursa escort Mersin escort Aydın escort Balıkesir escort Çanakkale escort Kıbrıs escort Kütahya escort Manisa escort Muğla escort Tekirdağ escort Trabzon escort Yalova escort Isparta escort Kahramanmaraş escort Ordu escort Rize escort Sivas escort Afyon escort Aksaray escort Giresun escort Şanlıurfa escort Yozgat escort Erzurum escort Amasya escort Çorum escort Tokat escort Uşak escort Van escort Bolu escort Burdur escort Kırşehir escort Niğde escort Osmaniye escort Zonguldak escort Düzce escort Edirne escort Erzincan escort Karabük escort Karaman escort Kastamonu escort Kırıkkale escort Kırklareli escort adana mutlu son istanbul mutlu son ankara mutlu son izmir mutlu son bursa mutlu son antalya mutlu son konya mutlu son şanlıurfa mutlu son gaziantep mutlu son kocaeli mutlu son mersin mutlu son diyarbakır mutlu son hatay mutlu son manisa mutlu son kayseri mutlu son samsun mutlu son balıkesir mutlu son kahramanmaraş mutlu son van mutlu son aydın mutlu son tekirdağ mutlu son sakarya mutlu son denizli mutlu son muğla mutlu son afyon mutlu son amasya mutlu son batman mutlu son çanakkale mutlu son çorum mutlu son düzce mutlu son edirne mutlu son elazığ mutlu son erzurum mutlu son eskişehir mutlu son giresun mutlu son ısparta mutlu son kastamonu mutlu son uşak mutlu son kütahya mutlu son malatya mutlu son ordu mutlu son trabzon mutlu son rize mutlu son sivas mutlu son tokat mutlu son aksaray mutlu son yalova mutlu son yozgat mutlu son zonguldak mutlu son Arnavutköy escort Ataşehir escort Başakşehir escort Esenler escort Esenyurt escort Fatih escort Gaziosmanpaşa escort Kağıthane escort Kartal escort Küçükçekmece escort Maltepe escort Sarıyer escort Pendik escort Sultangazi escort Ümraniye escort Zeytinburnu escort Adapazarı escort Aksu escort Anamur escort Antakya escort Atakum escort Belek escort Beykoz escort Buca escort Çankaya escort Çorlu escort Dalaman escort Edremit escort Erdemli escort Gaziemir escort Gazipaşa escort Gölcük escort Gümbet escort Gümüşlük escort İlkadım escort İnegöl escort İskenderun escort Karşıyaka escort Kaş escort Kavaklıdere escort Keçiören escort Kepez escort Konak escort Konyaaltı escort Köyceğiz escort Menderes escort Menemen escort Menteşe escort Mezitli escort Ödemiş escort Odunpazarı escort Osmangazi escort Pamukkale escort Şahinbey escort Serdivan escort Seyhan escort Side escort Şile escort Silifke escort Silivri escort Tarsus escort Tire escort Torbalı escort Toroslar escort Turgutreis escort Yalıkavak escort Bandırma escort Çerkezköy escort Kahramankazan escort Elbistan escort Milas escort Polatlı escort Çarşamba escort Ceyhan escort Nazilli escort Söke escort İznik escort Susurluk escort Melikgazi escort Yıldırım escort Bafra escort Akçaabat escort Salihli escort Akhisar escort Soma escort Turgutlu escort Yatağan escort Köyceğiz escort Merzifon escort Lüleburgaz escort Sandıklı escort Gelibolu escort Çan escort Dörtyol escort

İdo Tatlıses: Keşke Babam...

Ünlü şarkıcı İbrahim Tatlıses oğlu İdo Tatlıses İzzet Çapa'ya bilinmeyenlerini anlattı.

İdo Tatlıses: Keşke Babam...
İdo Tatlıses: Keşke Babam...

O, bir imparatorun oğlu... 18 yaşına kadar onu bir an bile yalnız bırakmayan etrafındaki koruma çemberine resti çekip, dünyanın en prestijli müzik okullarından Berklee’ye babasının efsane şarkısı “Mutlu Ol Yeter”i söyleyerek girdi. Amerika’da ilk defa kendi çamaşırını yıkadı, yemeğini yaptı, yalnız kaldığı kimi geceler sabahlara kadar ağladı. Babasının tedavi sürecinde hep en yakınındaydı. Şimdilerde, o çok konuşulan kalın kaşlarını düzelttirdi ve yeni çıkardığı maxi single’ı “Kaç Kere” ile tozu dumana katıyor. Ama aslına bakarsanız bir tarafıyla hâlâ tam bir ana kuzusu... İşte karşınızda İdo Tatlıses ve öyküsü...

* Seni hâlâ İstanbul Deniz Otobüsleri’yle karıştıranlar var; bilmeyenler için adının hikayesini anlatarak başlasana...
- İdo, İbrahim’le Derya’nın oğlu demek. Ama nüfus kağıdımda adım İbrahim Tatlıses olarak geçiyor.

* Bu şöhretli ‘isim benzerliği’, resmi işlemlerde sorun yaratmıyor mu?
- Yaratmaz olur mu abi! Özellikle telefonda bir işi halletmeye çalıştığımda “Ben İbrahim Tatlıses” deyince, inanmayıp yüzüme kapatıyorlar. Ama “Bu durumdan şikayetçi misin?” dersen, hiç değilim. Bin kere daha dünyaya gelsem yine onların çocuğu olmak isterim.
* Peki bir daha dünyaya gelsen anne ve babanın yine ünlü insanlar olmasını ister miydin?
- Bana daha çok vakit ayırmaları için istemezdim. Ama olsun be abi, bizde aile her şeyden önce gelir. Ben onlara gerçekten büyük bir tutkuyla bağlıyım.

* İdo Tatlıses kendini şanslı bir çocuk olarak görüyor mu?
- Tabii ki... Ailemin ünlü olması rahat yaşamamı sağladı, bunu inkar edemem. Ama her şeyden öte ben çok mutlu bir ortamda büyüdüm. Düşünsene babam o gün hangi modda kalktıysa, kahvaltıya ona göre bir şarkı söyleyerek otururdu.
* Herhangi bir sabahın soundtrack’ine “Urfa’nın Etrafı” denk geldi mi?

- Vallahi canı ne isterse, bir gün “Urfa’nın Etrafı”, ertesi gün “O Sole Mio”... Sadece o da değil, sabah kalkıp bir bakıyordum Gülben Ergen kahvaltıya gelmiş, annem Bülent Ersoy’la kahve falı bakıyor, Aydemir Abi (Akbaş) zaten hep bizdeydi...
* Hep böyle Küçük Prens gibi mi geçti çocukluğun, hiç mi kötü anın yok?
- Vallahi en kötüsü hiç dayak yememiş olmam.

* Allah başka dert vermesin...
- Babam çok ketumdur. Onu kızdırdığımda iki gün konuşmazdı benimle. Asır gibi gelirdi o 48 saat. Şirinlikler, özürler hiç kâr etmezdi. İşte öyle zamanlarda derdim ki keşke tekme tokat dalsa da benimle konuşsa.
* İyi ki seni dinlememiş... Bir taraftan her ne kadar rahat olsan da anne-baba ünlü olunca bir cam fanusun içinde yaşamak zorunda oluyorsun...
- Aynen abi; bunu o fanusun içinden 18 yaşında çıkınca fark ettim. Mutlu bir çocukluk yaşadım o ayrı ama ergenliğe girdiğimde sıkıntılar tek tek ortaya çıkmaya başladı.

* Ne gibi sıkıntılar?
- Ben peşimden hiç ayrılmayan korumalarla büyüdüm. 17 yaşına geldiğimde, bir kız arkadaşım oldu. O zaman aşk nedir bilmiyordum. Onunla yürürken heyecandan kalbimi ağzımdan çıkacak gibi hissettiren romantik bir an oldu ama kafamı bir çevirdim ki burnumun ucunda iki tane koruma! Tabii ne heyecan ne kaldı, ne özel hayat...
Ne yaptın, isyan bayrağını mı çektin hemen?

- 18’ime girer girmez özerkliğimi ilan ettim (gülüyor). Neredeyse doğduğumdan beri yanımda olan korumamı da, şoförümü de emekli ettim.

Artık kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyordum. Amerika olayı da o ruh durumundayken çıktı zaten. Babamla anneme yakışır bir evlat olarak ne yaparsam en iyisini yapmalıydım. Her anım müzikti. Baktım dünyada bunun kalbi hangi okulda atıyor; karşıma Berklee çıktı.
* E İstanbul’da Berklee vardı da sen mi gitmedin, değil mi?
- (Kahkahalar) Keşke olsaydı vallahi! Ama ne yalan söyleyeyim okula girdikten sonra burnum feci sürttü.

* Dur daha okula girmedin, önce girişini bir anlat bize...

- Tabii ki girerken zorlandım ama beni çok gururlandıran bir şey oldu. Sınavıma giren hoca, başvuru kağıdında adımı görünce dönüp “Nasıl yani senin ismin İbrahim Tatlıses mi?” dedi. Durumu anlattım, oğlu olduğumu söyledim. Babamın ismi oradaki ansiklopedilerde vardı, hemen hâl hatır sordular. Müthiş bir andı benim için...* Desene babanın adı Amerika’da bile sana kapıları açtı...

- Orada hiç öyle bir durum yok abi, İbrahim Tatlıses’e saygı duyuyorlar ayrı ama bana da bayağı kazık sordular (gülüyor). İlk önce ritim sınavına girdim. Elimde darbuka var, adam da ritmi verdi, mecbursun çalacaksın. Darbukayla caz yaparken soğuk terler döktüm ama sonunda geçince rahatladım.
* Hangi şarkıyı söyledin?
- Bir tek dileğim var, mutlu ol yeter...

* Yani babanın şarkısıyla Berklee’ye kapağı attın...
- Özel bir şarkıyla okula girmenin heyecanı vardı. Ama ayaklarım yere inince ilk kez bir başıma olduğumun farkına vardım.
* Niye, annen seninle gelmedi mi?
- Geldi tabii, yaşadığım yeri görmeden rahat edemez zaten. Beni oraya yerleştirdi, evimi düzenleyip geri döndü. Ama gittiği ilk gece patatese bağladım, çok yalnız hissettiğim için sabaha kadar ağladım.

* Bari çabuk toparladın mı?
- Vallahi abi biraz zaman aldı. Çünkü o zamana kadar ne yemek yapmışlığım, ne çamaşır yıkamışlığım vardı. Orada her şeyi kendim yapmak zorundaydım. Mesela hayatımda ilk kez sıraya girdim.
* Vah vah, ne sırası?
- Çamaşır yıkama sırası... Sana sıra gelince önce yıkayıp, sonra kurutuyorsun. Gitmeden önce anneme hepsini sormuştum. Her şeyi anlattığı gibi yaptım ama kurutmadan bir çıkardım çamaşırları mundar etmişim, hepsi ziyan oldu. Anne eli gibi olmuyor abi işte!

* Neyse ki paran var...
- İnanır mısın o da yoktu.
* Bak işte buna inanmam!
- Vallahi billahi yoktu abi... Çünkü annem olaya el atıp, belli bir miktar verdi. “Bu para bitince ağlasan da gerisi yok, ona göre idareli kullan” deyip gitti. Ben önce bir havayla “ne olacak idare ederim” dediysem de, para bitince öylece gurbet ellerde dımdızlak kalakaldım.

* E babanı arasaydın...
- Zaten baktım olacak gibi değil, gizli gizli arayıp harçlık istiyordum. Sağ olsun hemen yollardı ama ikimiz de korkudan anneme söylemezdik. Hâlâ da bilmez annem bunu ama artık röportajı okuyunca öğrenmiş olacak.
* Okula girerken yaşadıklarını anlatınca baban ne hissetti?
- Benden bile daha fazla heyecanlandı. Kazandığımı öğrenince de “Notaları tersten okuyacak kadar iyi öğren sonra gel” dedi. Ben de öyle yaptım.

* Peki sen bu cümleden “Oğlum orada DJ’lik yapabilirsin” anlamını nasıl çıkardın?
- Müzik yapmak isteyen birine göre çok utangaç ve içine kapanıktım. Bu korkumdan DJ’lik yaparak kurtulurum diye düşündüm, gerçekten kabuğu kırmama yardımcı oldu.

İdo tatlıses İbrahim Tatlıses Derya Tuna
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Diriliş Ertuğrul İlk Sırada!
Diriliş Ertuğrul İlk Sırada!
Ferhat Göçer Basın Toplantısını İptal Etti
Ferhat Göçer Basın Toplantısını İptal Etti