Toplumumuzda ahlaki değerler günden güne zayıfladığı için çevremizdeki edepsizlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Bugün ahlaki değerlerini yitirmiş olan edepsizler karşısında 'banane' diyerek susarsak, bu edepsizlerin toplumda yaratacağı infialden bizlerde sorumlu olduğumuz için payımıza düşeni alırız.
Çevremizdeki edepsizlere göz yumduğumuz sürece bunun zararını sadece bizde çekmeyiz. Bu edepsizler, fırsat bu fırsat anlayışıyla çocuklarımızın tabağına zehirlerini koyarak onları da zehirlemeye ve kendilerine benzetmeye çalışır. Çünkü edepsizler, ahlaki değerlerin yüksek olduğu toplumlarda varlık gösteremeyeceklerini iyi bilirler. Çocuklarımızın ahlaki olarak zayıfladığını gören bizler ise çocuklarımızın tabağına konan zehri temizlemenin hesabını yapmaya başlarız.
Ekranlarda dizi, yarışma ve sinema programları ile toplumsal değerlerimiz katledilirken, popülerliğin her şey demek olduğu bir zamanda insanlıktan her geçen gün uzaklaşılırken, futbol tartışmaları reyting rekorları kırarken, toplum, içinden çıkılmayacak çirkinliklere sürüklenirken, bizler, çevremizi ahtapot gibi saran edepsizlere alkış tuttuğumuzun dahi farkında değiliz.
İşin en acı tarafı ise bu edepsizleri toplum içinde var eden biziz. Çünkü bizler, onlara prim vermeseydik, zamanında hadlerini bildirseydik, onlarda zehirli fikirlerini etrafa saçarak insanları uyuşturmaz ve toplumda bu hale gelmezdi. Örneğin, eli silahlı adamların olduğu dizi ve filmleri, tecavüz sahnelerinin olduğu dizi ve filmleri, her türlü soysuzluğun olduğu dizi ve filmleri bizler izlemesek bu dizilerde ekranlarda barınamaz ve toplumda ahlaki infial gerçekleştiremezdi.
Eskiden yaşamın rütbesi onurken, bu edepsizler yüzünden yaşamın rütbesi alçaklık oldu. Biz, hala çevremizdeki bu edepsizleri alkışlamaya devam edecek miyiz?