İnsanların tarih boyunca yaptıkları kitaplara not düşülür. Bu yüzden insanların öğrenmesi ve kendini bilmesi için daima okuması, okudukça insanlığın sırlarını keşfetmesi, kendilerini hapsettikleri dünyadan kainata açılması ve zihninin karanlıkta kalmış köşelerini kitapların ışığıyla aydınlatması gerekir.
Günümüzde birçok insan sıkıntı çekmektedir. Çekilen sıkıntılar ise ruhu bazen öyle bir daraltır ki insan kendisini kapana kısılmış gibi hisseder ve nefes almakta dahi güçlük çeker. Böyle durumlarda kitap okumak insanın ruhuna baskı yapan o sıkıntılardan insanı uzaklaştırır. Bambaşka dünyalara ve yaşamlara yelken açtırır. Okuduğumuz kitapta bir de bizim sıkıntılarımızı yaşayan bir karaktere rastlarsak içimize başka bir ferahlık gelir. O karakterin hallerini, ne yaptığını, ne yapacağını merak eder ve bir sevgiliye sarıldığımız gibi o kitabın dünyasına sarılırız. O kitapta bizi de sıkıntılarımızdan kurtaracak bir yol aramaya başlarız.
Günümüzde kitap okumayan insanlar, birbirlerine küskünler. Aslında insanların küskünlüğü birbirlerine değil, kendilerinedir. Ne acı ki insanlar, kendilerine küskün olduğunun dahi farkında değiller. Oysa insanlar, kitap okusalar kapalı olan gözleri açılacak ve görmeleri gerekeni görerek yaşayacaklarından ruhlarındaki o derin ıstırapta son bulacaktır.
Kitap okuyan insanlar, dünyadaki en kötü sefalet olan cehalet bataklığından kendilerini kurtaracaklar. Onlar, zamana hakim olduklarından zamana hükmedecek ve zamanın içerisinde kaybolup gitmeyeceklerdir. Onlar, çevreleriyle sürekli irtibat halinde olduklarından çevrelerine unutmanın acısını yaşatmadıkları gibi kendileri de unutulmanın acısını yaşamazlar.
Kitap okumanın insana kazandırdığı en önemli kazanım ise sabırdır. İnsanlar, bu kazanım sayesinde hırçın ve saldırgan olmaktan kurtulurlar. İnsanlar, kitap okumadan uzaklaştıkça yalnızlığın kozasını içlerinde örerler. Ördükçe sabırlarını yitirirler. Sabırlarını yitirdikçe de sorumsuz yaşamaya başlarlar. Yaşam dirençleri kırılır.
Okuyan insan, kendini arar. Enerjisini pozitif yönde değerlendirir. Yaşamdaki hedefini bildiğinden dolayı yürüdüğü yolu bilir. Seçici yaşarlar. Düşlerinin peşinde giderler. Yüreklerinde ki zenginlik ise soğuk yürekleri bile ısıtacak türdendir.
İnsanlar, mutlu olmak, kuru kuruya yaşamak yerine etraflarına ışık saçmak, bahçelerindeki güllerin kokularını etraflarına saçmak, bahçelerindeki meyvelerden etraflarına tattırmak ve yaşamlarını anlamlandırmak istiyorlarsa okumalıdırlar.
Günümüzde insanlık, maalesef okumayan insanlardan oluşan aciz kalabalıklardan oluşmaktadır. Okumadığımız içinde merdivensiz kuyuya benzeyen yaşamlarımızda bir boşluğun içerisinde dibe doğru ilerliyoruz. Dibe çakılmadan okumak ve kendimize kitaplardan oluşan bir dünya kurmamız gerekir.
Ve bizler, okumayarak insanlığın günah halkaları olmak yerine büyük sırrı çözerek insanlığa ışık saçmalıyız.