Dünya, binasız, yolsuz, okulsuz, meydansız var olur ama yeşilliksiz var olamaz. Buradan dünyada her şeyi boş verelim sadece yeşilliğe önem verelim sonucu çıkarılmamalıdır. Dünyada eğitim yuvaları olan okullar, huzurun adresi olan evler, medeniyetin göstergesi olan yollar, insanların bir araya geldiği meydanlar elbette olacaktır. Ancak bütün bunlar yapılırken dünyadaki yeşillikler katledilir ya da yeşil alanlar ihmal edilirse gelecek nesiller için en büyük zalim biz oluruz.
Dünyada yeşillik demek sağlık demektir. Bereket demektir. Doğal güzellik demektir. İnsanların huzur kaynağı olan, gözleri dinlendiren ve insanlara şifa olan doğal güzellikleri katleden insanlar, asıl korkulması gereken insanlardır. Merhametsiz ve sorumsuz olan bu insanlar, aynı zamanda dünyanın en zalim insanlarıdırlar.
Günümüzde doğayı katlederek kendilerini apartman binalarına mahkum eden insanlar, stres küpü haline gelmişlerdir. Stres ise başta depresyon ve kanser olmak üzere her türlü hastalığa zemin hazırlar. Doğaya kıyan insanlar, vücutlarında biriken negatif enerjiyi atamadığından dolayı intihar ederek kendilerine kıyıyorlar. Bir bakıma insanlar, doğaya yaptıkları zalimliğin bedelini kendilerine zül ederek ödüyorlar.
Yeşili kemirerek yok eden insanlar, yeşilliğe olan hasretlerini yapma çiçekler ve yapma bitkilerle gidermeye çalışıyorlar. Demek ki doğaya karşı zalimlik insanı o kadar aptallaştırıyor ki orijinali yerine sahtelerinden haz almaya çalışıyorlar.
Ve günümüzde insanlar, birbirlerini sevmiyorlar. Herkes bundan şikayetçi. Doğayı sevmeyen ve katleden insanların, birbirlerini sevmelerini beklemekte ayrı bir aptallık değil mi?