İnsanlar vardır yaşamın elinden tutarlar ve yaşamla barışık şekilde yaşarlar. Yeryüzündeki insandan tutunda gökyüzünde uçan kuşa kadar her şeye selam verirler.
Onlar için yaşam bir sanattır. Bu sanatın merkezi ise insanların gönlünde taht kurmaktır. Onlar, yaşamdaki umutlarını hiçbir zaman kaybetmedikleri için gözlerinin içi daima güler.
Yüreği darlanan insanlar, yaşamın elinden tutan bu insanlarla muhabbet ettiği zaman yüreklerine bir ferahlık geldiği için olacak ki acılarla dolu geçmiş yaşamlarına şöyle bir gülümseyerek bakarak yaşamda kaçırdığı durakların yüreğine verdiği sızıyla hey gidi yıllar derler.
Yaşamın elinden tutanlar için dünyanın en değerlileri çocuklardır. Çünkü her tarafından çamur akan yaşamın ancak yaşamın elinden tutabilen çocuklarla daha iyiye ve güzele gidebileceğinin farkındadırlar. Bu yüzden en büyük yatırımlarını çocuklara yaparak onlarla daha fazla vakit geçirmeye çabalarlar.
Peki, bizler, ebeveynler olarak, devlet olarak çocukların yaşamın elinden tutması için ne yapıyoruz?
Her tarafından çamur akan bir yaşamda onları geleceğe ne kadar hazırlayabiliyoruz?
Eğitimleriyle, sağlıklarıyla, psikolojileriyle yeteri kadar ilgilenebiliyor muyuz?
Onlarla yeteri kadar vakit geçirip, onları dinliyor ve anlamaya çalışıyor muyuz?
Çocuklar, her tarafından çamur akan yaşam içerisindeki çiçeklerimizdir. Bu çiçeklerimizin yaşamın elinden tutarak büyümesi ve solmaması için her fedakarlığı yapmalı ve her zorluğa katlanmalıyız.
Aksi halde gelecek onlar için yaşanmaz olur.
Yaşanabilir bir dünya için yaşamın elinden tutmaya ne dersiniz?