Çocuğun yaşamındaki en güçlü model anne ve babasıdır. Çocukların, okul sürecine gelene kadar öğrendikleri birçok bilgi ve beceride baş aktör anne ve baba, yardımcı aktörler ise diğer aile bireyleridir. Anne ve baba, aynı zamanda çocuğun yaşamdaki ilk öğretmenidir. Ebeveynler, çocukları ilk adımı attıkları zaman çocuklarını nasıl cesaretlendiriyorsa yaşamdaki tüm girişimlerinde de öyle cesaretlendirmeli ve çocuğuna destek olmalıdır. Anne ve babaların, çocukların yetişmesine sağlayacağı katkı, yardım, verecekleri ipuçları ve çocuğa yapacağı övgüler paha biçilmez değerdedir.
Çocuklarına iyi bir aile terbiyesi vermek isteyen ebeveynler, öncelikle onların eğitimine gönüllü olarak katılmalıdır. Bunun için aile eğitim programlarına katılarak kendilerini geliştirebilir ve performanslarını artırabilirler. Unutmamak gerekir ki aile, çocuğunun eğitimiyle alakadar olmadığı zaman çocuğun başta konuşmasında, sonrada davranışlarında önemli gerilemeler görülecektir.
Çocuğun yetişmesinde ve iyi bir aile terbiyesi almasında en önemli bilgi taşıyıcısı ailesidir. Ayrıca çocuğun güçlü ve zayıf taraflarını, problemlerini, sevip sevmediği şeyleri, ihtiyaçlarını en iyi bilen anne ve babasıdır. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarına aile terbiyesi verirken huylarına göre onlarla işbirliği içerisine gitmelidir.
'Emek olmadan yemek olmaz.' derler. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarını yetiştirirken emek vermeli, onların yaşam biçimlerini kendi aile geleneklerine göre düzenleyerek aile terbiyesini en iyi şekilde vermelidir.
Ebeveynler, çocuklarına aile terbiyesi verirken güçlüklerle de karşılaşacaktır. Bu güçlükleri çocuklarıyla zıtlaşarak çözmek yerine uyum içerisinde çözerse bu tür sıkıntılı süreçlerden hem ebeveynler hem de çocuklar güçlü çıkacaktır.
Çocuklara aile terbiyesi verilirken en önemli hususlardan biri de ebeveynler ile çocukların, birbirlerine karşı saygılı davranmasıdır. Aile içerisindeki saygılı davranış tarzı, olumsuz tepkilerin önüne geçeceğinden aile fikri olarak da beslenir.
Çocuğun iyi bir aile terbiyesi almasında anne ve babaların, birbirleriyle çok iyi anlaşması, çocuğun yetişmesi hakkında aynı görüşü paylaşması, sadece çocuğa özel olacak zaman ayrılması ve çocuğun sorumluluğunu beraber üstlenmeleri de çok önemlidir.
Çocuğun aile içerisinde kendisini kaygılı hissetmemesi, rahat davranışlar sergilemesi, aile içerisinde yapılacak sohbetler, akşam yemeğinin beraber yenmesi, disiplinden taviz verilmemesi, çocukla ilgili verilen kararların ortak alınması, çocuğun düşüncelerine önem verilmesi çocuğa aile terbiyesi verilmesinde diğer önemli hususlardır.
Çocuğa etkin bir aile terbiyesi verilmesi anne ve babalığın en zor kısmıdır. Bu zor sürecin üstesinden gelebilmek için bilimsel verilerin ışığından yararlanarak çocukların dünyasını aydınlatmak ve ufuklarını açmak çok önemlidir. Ancak günümüzde birçok anne ve baba, çocuklarını çevreninde etkisinde kalarak kara düzen yetiştirdiğinden dolayı bilimsel verilerin ışığı çocukların dünyasını aydınlatmamakta ve ufukları kapalı yetişmektedirler.
Çocuklarımızın bu karanlık dünyadan kurtarılması ve ufku açık yetişmesi için acilen toplumsal bilinçlenmeye ihtiyaç vardır.
Çocuğun yaşamındaki en güçlü model anne ve babasıdır. Çocukların, okul sürecine gelene kadar öğrendikleri birçok bilgi ve beceride baş aktör anne ve baba, yardımcı aktörler ise diğer aile bireyleridir. Anne ve baba, aynı zamanda çocuğun yaşamdaki ilk öğretmenidir. Ebeveynler, çocukları ilk adımı attıkları zaman çocuklarını nasıl cesaretlendiriyorsa yaşamdaki tüm girişimlerinde de öyle cesaretlendirmeli ve çocuğuna destek olmalıdır. Anne ve babaların, çocukların yetişmesine sağlayacağı katkı, yardım, verecekleri ipuçları ve çocuğa yapacağı övgüler paha biçilmez değerdedir.
Çocuklarına iyi bir aile terbiyesi vermek isteyen ebeveynler, öncelikle onların eğitimine gönüllü olarak katılmalıdır. Bunun için aile eğitim programlarına katılarak kendilerini geliştirebilir ve performanslarını artırabilirler. Unutmamak gerekir ki aile, çocuğunun eğitimiyle alakadar olmadığı zaman çocuğun başta konuşmasında, sonrada davranışlarında önemli gerilemeler görülecektir.
Çocuğun yetişmesinde ve iyi bir aile terbiyesi almasında en önemli bilgi taşıyıcısı ailesidir. Ayrıca çocuğun güçlü ve zayıf taraflarını, problemlerini, sevip sevmediği şeyleri, ihtiyaçlarını en iyi bilen anne ve babasıdır. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarına aile terbiyesi verirken huylarına göre onlarla işbirliği içerisine gitmelidir.
'Emek olmadan yemek olmaz.' derler. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarını yetiştirirken emek vermeli, onların yaşam biçimlerini kendi aile geleneklerine göre düzenleyerek aile terbiyesini en iyi şekilde vermelidir.
Ebeveynler, çocuklarına aile terbiyesi verirken güçlüklerle de karşılaşacaktır. Bu güçlükleri çocuklarıyla zıtlaşarak çözmek yerine uyum içerisinde çözerse bu tür sıkıntılı süreçlerden hem ebeveynler hem de çocuklar güçlü çıkacaktır.
Çocuklara aile terbiyesi verilirken en önemli hususlardan biri de ebeveynler ile çocukların, birbirlerine karşı saygılı davranmasıdır. Aile içerisindeki saygılı davranış tarzı, olumsuz tepkilerin önüne geçeceğinden aile fikri olarak da beslenir.
Çocuğun iyi bir aile terbiyesi almasında anne ve babaların, birbirleriyle çok iyi anlaşması, çocuğun yetişmesi hakkında aynı görüşü paylaşması, sadece çocuğa özel olacak zaman ayrılması ve çocuğun sorumluluğunu beraber üstlenmeleri de çok önemlidir.
Çocuğun aile içerisinde kendisini kaygılı hissetmemesi, rahat davranışlar sergilemesi, aile içerisinde yapılacak sohbetler, akşam yemeğinin beraber yenmesi, disiplinden taviz verilmemesi, çocukla ilgili verilen kararların ortak alınması, çocuğun düşüncelerine önem verilmesi çocuğa aile terbiyesi verilmesinde diğer önemli hususlardır.
Çocuğa etkin bir aile terbiyesi verilmesi anne ve babalığın en zor kısmıdır. Bu zor sürecin üstesinden gelebilmek için bilimsel verilerin ışığından yararlanarak çocukların dünyasını aydınlatmak ve ufuklarını açmak çok önemlidir. Ancak günümüzde birçok anne ve baba, çocuklarını çevreninde etkisinde kalarak kara düzen yetiştirdiğinden dolayı bilimsel verilerin ışığı çocukların dünyasını aydınlatmamakta ve ufukları kapalı yetişmektedirler.
Çocuklarımızın bu karanlık dünyadan kurtarılması ve ufku açık yetişmesi için acilen toplumsal bilinçlenmeye ihtiyaç vardır.