Günümüzde çocukluğuna geri dönmek istemeyen var mıdır?
Herhalde çok zor bulunur. Ruhu yalnız, yüreği yaşlı, gözlerinden sicim sicim yaşlar dökülen insanların sığınacakları tek liman çocukluklarıdır.
Çocukluk yılları, yaşantılarımızın en temiz yanı olduğu için kimsenin oraya el uzatmasına ve kirletmesine izin vermeyiz. O yıllar, bizim mahremimiz gibidir. Canımızın çok sıkkın olduğu dönemlerde o mahrem alanımıza çekilir, kendimizi dinlerken ruhumuzu da dinlendiririz.
Ama artık hiç kimse çocuk değil. Herkes, yaşamın acımasız kollarında büyüdü. Bu yüzden yaşama fazla aldırış etmeden kendimizce yaşamamız gerek. Hiçbir şey yaşamı kaçırmaya değmez.
Biz, yaşama karşı dürüst olsak da yaşam bizi daima aldatıyor. Şu ana kadar yaşamda hangi istediğimizi elde ettik? Örneğin hangimiz aşık olduğumuz ve tertemiz duygularla beslediğimiz aşkta vuslata erebildik ya da hangimiz çocukluğumuzda çok arzuladığımız mesleği yapıyoruz?
Daima kaybetmeye mahkum olduğumuz yaşantılarımızda sığınabileceğimiz tek liman çocukluğumuzdur.
Bugün çocukluğumuzun tertemiz anılarına sarıldığımız için çalkantılı yaşantılarımızın girdabı içerisinde o yana bu yana savrulmuyoruz.
Aptalca sürdürdüğümüz, arkamızdan ağlayanımızın olmadığı, çocuk kalmak istediğimiz için bir tarafımızın daima temiz kaldığı yaşantılarımızda neden hep çocuk olmak istiyoruz ya da neden bir türlü büyüyemiyoruz?
Bana öyle geliyor ki bize acı gelen şu hayatta en zor iş mutlu olmak.
Acı gerçek ise geldik ağlıyoruz, gidiyoruz yine ağlıyoruz.