Dün gece kendi yalnızlığım üzerine düşüncelere dalmışken gözlerimden iki damla yaş süzüldü. Gözlerimden süzülen o iki damla yaşta insanlığın yaşadığı çöküş döneminin insanların yaşamına yalnızlık ve gariplik olarak yansıdığını gördüm. Anladım ki yalnızlığımda ve garipliğimde yalnız değildim. Bu yangın yerine dönmüş yüreğime biraz su serpse de herkesin hasta olduğu bir toplumda şifa dağıtacak doktor olmayınca fazlada anlam ifade etmiyor.
Yaşam, ruhumuzun ebediyete yaptığı yolculuktan ibarettir. Bu yolculukta gurbette olan ruhumuz, bir damla huzura hasret kalmış halde o kadar çok acı çekiyor ki bu acı, zihnimize örümcek ağları örerken, yaşamlarımız ise yosun kokuyor. Taşlaşmış yüreklerimiz, ruhumuzdaki matem havasına kulak asmazken kalplerimiz, bir alemde değil de sanki bin alemde atıyor. Dünyadaki milyarlarca insan, alçakça sergilenen zulümlere miskin bir şekilde boyun eğerken ömürlerimiz ise koskoca ürkeklikle tükenip gider.
Kendimize hiçbir zaman bu ürkeklikle nereye kadar diye sormayız.
Bu yüzsüzlükle nereye kadar?
Hayadan arındırdığımız ruhumuzla, vefasız yüreğimizle, ahde vefasızlıkla, kendimizi dahi aldattığımız yalanlarla nereye kadar?
Çirkinliklerimizi, incecik bir perde ile nereye kadar örteceğiz?
Duyguların bayağılaştığı, emellerin ateş olup gönle düştüğü, merhametsiz yüreklerde ahlaksızlığın hüküm sürdüğü, yaşamın iğrençliklerinin uyuşturduğu beyinlerimizle istiklale doğru yürürken elimden sadece ağlamak geliyor.
Umutsuzluklara kapıldı yüreklerimiz, allak bullak, darmadağın ruhlarımız, cehennem sıcaklığında yaşamlarımız…
Ağlamak için o kadar çok nedenimiz var ki!…
Ama ağlamak gerekir. Bu tiksinti verici yaşamlardan uyanacaksak da yine gözyaşlarımız sayesinde uyanacağız. Tıpkı damlaların zamanla mermeri deldiği gibi gözyaşlarımızda zamanla taşlaşmış yüreklerimizi delecek. O taşlaşmış yüreklerimize bir gün bir damla gözyaşı sızdığı zaman insanlığa, merhamete ve vicdana tekrar merhaba diyeceğiz.
Canla, içten, samimi ağlayalım. Ağlamaktan başka çare yok. Dünyadaki tüm zulümlerden kurtulmanın, arzulanan vuslata varmanın tek yolu sadece ağlamak.