Günümüzde o kadar çok insan cinnet geçiriyor ki neredeyse her gün cinnet haberleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Cinnet geçirenlerin, doğrudan ruh hastası olarak görülmesi ise son derece yanlıştır. Ayrıca cinnet geçirme olayının kültürden kültüre geçmesi ise neredeyse imkansızdır.
Görsel ve yazılı basın organlarında yer alan her 'cinnet geçirdi!' haberine de inanmamak gerekir. Çünkü şiddet olaylarının altından çok değişik öyküler çıkabilmektedir. Bu da cinnetin bir ruh rahatsızlığı olmadığını gösterir. Cinnetin en önemli özelliği ruhsal olarak sıra dışı bir ruh halindeyken anlık gelişmesidir.
Cinnet geçirenler, o an akli melekelerini yitirdiğinden dolayı ne yaptıklarının farkında değillerdir. Her şey bilinç dışı geliştiğinden yaptıkları eylemin neticesini düşünmezler.
Cinnet geçirme hususunda en önemli mevzu ise bir insanın cinnet geçirip geçiremeyeceğinin önceden tespit edilip edilemeyeceğidir.
Cinnet geçiren insanlar, dissosyal, duygusal açıdan instabil, impülsif gibi kişilik özellikleri gösterirler. Bu yüzden cinnet geçiren insanlar, cinnet geçirmeden önce mutlaka dikkat çekici davranışlar sergilerler. Ayrıca cinnet geçirmeye meyilli insanlar, alıngan davranışlar sergiledikleri gibi çevresindekilerin kendilerini anlamadıklarından sürekli şikayet ederler. Aşağılanmışlık duygusuna çok sık kapılırlar ve narsist davranış özelikleri sergilerler. Mutsuz yaşantılarından sürekli etraflarını sorumlu tutarlar. Mutlu insanlara karşı aşırı kıskançlık duygusuna kapılırlar, hatta nefret ederler.
Cinneti tetikleyen baş etken kişinin iç dünyası olsa da sosyal dışlanmışlık, başarısızlık, çalışma ya da eğitim hayatında uygulanan mobbing, daima haksızlığa uğradığını düşünme, uzun süre biriktirilen öfke gibi faktörlerinde küçümsenmemesi gerekir.
İnsanlar, kendilerinde cinnet geçirme belirtilerini hissederse mutlaka bir psikoloğa müracaat ederek yardım almalıdır. Cinnet geçirme vakaları, bireysel öykülere dayandığından dolayı çevre tarafından belirtilerin algılanması ise oldukça güçtür.
Cinnet vakalarından korunmanın en iyi yöntemi ise içine kapanık, düşmanca ifadeler söyleyen, yaşama sürekli negatif bakan, agresif ve saldırgan tavırlar sergileyen, uyku ve iştah düzeni olmayan, içi kin dolu olan, yaşamından memnuniyetsizliğini dile getiren, aşağılanmışlık hissine kapılan ve haksızlığa uğradığını düşünen kişilerin psikolojik yardım almalarını sağlamaktır.