İç dünyamızda fırtınalar koparken, dış dünyamızda kendimizi dostane bir kişiliğe sahipmişiz gibi gösterecek kadar usta bir yaşam oyuncusuyuz. Yaşam enerjimizi içimizdeki fırtınaları dindirmeye harcadığımız için yaşamı anlayacak ve anlamlandıracak gücü kendimizde bulamıyoruz.
Kendimizle olan kavgamız, geçirdiğimiz psikolojik krizler, öfke nöbetleri ve yaşam karşısındaki tecrübesizliğimizden dolayı yediğimiz darbeler, ruhumuzu bir burgu gibi delse de kendimize olan saygımızı koruyabilmeliydik.
İçimizdeki acının yaşama nefretle haykırışı! Hiç yaşamamış gibi bir hayat yaşamak. Anlatmak isteyip de anlatamadıklarımızın boğazımızda düğümlenmesi ve yaşama karşı öksürüşlerimiz. Bir solucan gibi bin parçaya ayrılsak da çırpınışlarımız. İtiraf edemediklerimiz. Yalanlarla kendimizi kandırmamız. İçi kof, kukladan farksız yaşamlarımız. Tam bir utanılacak komedi!
Günümüzde alt perdede olduğunu kabul eden hiçbir insanoğlu kalmadı. Ahkam kesmeye gelince herkes bilgili, herkes kültürlü, herkes her şeyin en iyisini biliyor. İş icraata geldiği zaman ise korkularımız devreye giriyor. Korkularımız, ahlakımızı bütün çıplaklığıyla sergilediği için olacak ki korkularımızla yüz yüze geldiğimiz zaman onlara saldırmak yerine hemen sinecek bir yer arıyoruz. Sindikçe de zekamızın kuvvetinden kaybediyoruz.
Oysa üst perdeden konuşarak ahkam kesmek yerine kalbimizden geçenleri yaşasak, kendi çıkarlarımızla, başkalarının işimize yarayan çıkarlarını birleştirip vicdansızca bir galibiyetin peşinden koşmak yerine sevgilerimizi birleştirmeye çabalasak birbirimizi daha iyi anlayacağız.
Bizler, korkunç bir sessizliğin arkasında çelişkilerimizle baş başa kalmayı, fitne planlar yaparak bayağılaşmayı, hilekarlığı en büyük marifet saymayı, fikri ve düşünceyi küçümsemeyi, sonsuz arzularımıza ket vurmamayı, korkaklığımız yüzünden uzun ve çetin yollardan kaçmayı sürdürdükçe kara bulutlar yaşamlarımızdan hiç eksilmeyecek.
Rusların; 'Bir değneğin iki ucu vardır.' şeklinde güzel bir atasözü mevcuttur. Bizler, rezaletin gölgesine sığınarak yaşamak istemiyorsak değneğin iki ucunu da yontmalıyız.
Çocuklarımız, gelecekte bizim dönemimizi filme çekecek olsalar en uygun ad sizce ne olurdu?
Bence; Utanılacak Komedi!