İç Anadolu’nun bozkırlarında yükselen Ankara ‘cumhuriyet şehri’ kimliğiyle öne çıkar. Ne İstanbul gibi bir boğazı, ne dağlarında yeşili, ne de tarihi görüntüsü vardır Başkent’in. Ama Çamlıca’yı andıran tepesiyle benzer İstanbul’a. Her ne kadar adı ‘Çamlıca’ gibi kulaklara hoş gelmese de, ‘50. Yıl Parkı’, Cebeci’nin sırtında yükselerek, Ankara’yı seyretmek isteyenlere güzel bir imkân sunar. Çankaya Köşkü, Atakule, Kocatepe, TBMM, Anıtkabir, Ankara Kalesi gibi Başkent’i tanımlayan unsurların seyredilebildiği park, şehrin içinde, ancak şehirden bağımsız bir özelliğe ve güzelliğe sahip.
BAŞKENT’İN ŞEHİR TERASI
Başkent’in her noktasının kuşbakışı görülebileceği güzelliğiyle, seyir teraslarıyla, Ankaralıların spor yapıp dinlenebildiği, nefes aldığı bir yer. “Başkent’in Şehir Terası” özelliğindeki 50. Yıl Parkı, gece ayrı gündüz ayrı güzellikleriyle Başkent manzarasını sunuyor. Yaklaşık 130 bin metrekarelik alanı kaplayan parkta 3 bin 500 metrekarelik ve bin 300 metrekarelik iki ayrı gölet, derelerle birbirine bağlanırken irili ufaklı pek çok süs balığına da ev sahipliği yapıyor. Suyun engebeli alanda akışı ve rengârenk balıklar, parka gelenleri ayrı bir dünyaya götürüyor.
Parkta çeşmeler, çocuk oyun alanları ve bir de buz pateni pisti bulunuyor. Büyük ilgi gören yerlerden biri de çocuklar için tasarlanmış mini lunapark. Dönme dolap, çarpışan arabalar, salıncaklar çocukların gözdesi. Halı saha, yaya yolları, kondisyon aletleri bulunan alanlar, spor yapabilme olanağı veriyor. Lunaparkın hemen altında parkın en yüksek ve her taraftan rahatlıkla görülebilen yamacında halıdan yapılan bir Türk Bayrağı var. Ayrıca 110 metrelik bayrak direği, şehrin her tarafından görülebiliyor.
Ankara’yı tanımak isteyen misafirler için de müthiş bir fırsat sağlayan 50. Yıl Parkı, şehrin koşuşturmacasından, boğuculuğundan, gürültü ve stresinden uzak güzel bir mekân.
ÖZEL HABER