"Salı sabahı saat 09.50’de Özgür Aras’ın arayıp “Deniz Seki seninle görüşmeyi kabul etti” dediği zaman içimdeki heyecanı anlatamam. Çok uzun zamandır bu haberi bekliyordum. İnsanın 20 yıldır tanıdığı kişiyi ilk kez görecekmiş gibi olma duygusunu da size anlatamam. Değişik duygular içindeydim. Ve tabii hemen harekete geçtim." sözleri ile heyecanını anlatan Habertürk'ten Esin Övet, Deniz Seki'yi cezaevinde ziyaret ederek sanatçıyla ufak bir söyleşi yaptı.
İşte Esin Övet'in söyleşisinden bir kısım ...
Cezaevinde her gün makyaj yaptığını rujunu sürdüğünü belirten Seki, koğuştakilere de aynı şekilde rujlarını sürmeleri gerektiğini ve kendilerini bırakmamaları gerektiğini öğrettiğini söyledi.
'BURADA KİMSENİN AYRICALIĞI YOK'
Burada kimse sanatçı Deniz Seki’yi tanımaz. Cezaevinin kapısından girdin mi her şey biter. Herkes eşit. Kimsenin bir ayrıcalığı yok.
'HAFTADA BİR TELEFON İZNİM VAR. ONDA DA ...'
Haftada bir gün telefon iznim var. Onu da annemi arayarak kullanıyorum. İlk dakikalarımız karşılıklı ağlayarak geçiyor. Sonra hal hatır soruyoruz.
'PERDE YAPIYORUM'
Etrafımı güzelleştiriyor, yatağımı, başucumu şekillendiriyorum. Perde yapıyorum, kitaplarım için de raf yaptım. O kadar çok kitabım var ki.
'KENDİMİ YAZIYORUM'
Kitap yazmaya başladım. İkinci defa cezaevine dönmemin bir nedeni var bence. İlkinde şarkılar çıktı, şimdi de Kitap çıkacak. Kendimi yazıyorum.
'AMELİYATTAN SONRA ...'
Sağlığıma dikkat ediyorum. Onun dışında İngilizce dersleri alıyorum. Ameliyat olduktan sonra da keman derslerine başlayacağım.
‘ÖLDÜM, KENDİMİ İZLİYORUM’
Öldüm de öbür dünyadan kendimi izliyor gibiyim burada. Duruyorum, öylece duruyorum. Kalem ve kâğıtla daha dün barıştım.