Sandalyeye mahkum olunca eşi terk etti

Üniversitede birleşen hayatları tekerlekli sandalye ayırdı. Emes Hastalığına yakalanan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Hülya Gürses, kızı sekiz aylıkken eşi tarafından terk edildi. Gürses, annesi, babası ve kızı ile yaşadığı hayatın yorucu hikayesini dinlemeye davet etti bizi.

YAŞAM - 2014-08-20 21:11:56

Akla gelirde dile gelmez düşünceler, bazen kelimeler kifayetsiz kalır anlatmaya bir hayatın yaşanmışlıklarını. Acısı ile tatlısıyla bir yastığa baş koyan hayatlar aynı hayatın verdiği sıkıntılar nedeniyle ayırır yollarını. Bir yabancı kesilir insanlar birbirlerine. Allah’tan gelene razı olmayan bedenler nefislerinin tutsağı olur. İşte tam da bu hayatın penceresinden bakıyor hayata Hülya Gürses.

 

Tam da bu anlatılanların başrol oyuncusu. Hayatınızın her anında rastlamışsınızdır tekerlekli sandalyeye mahkum hayatlara. Belki de göz ucuyla bakarak geçmişinizdir yanlarından ne yaşadıklarından bihaber. Hayatın verdiği yoğunluk sizi her gün ayrı telaşların, planların ardından sürüklerken her bedenin ayrı sıkıntısı var olmuştur kalplerde. ‘Bugün ne giysem, nereye gitsem, ne alsam’ diye düşünceleriniz vardır her yeni güne uyandığınızda ya da binlerce farkı plan. Ama o göz ucuyla baktığınız hayatlarda ne düşünceler var hiç kestiremezsiniz. Sadece biraz kulak misafiri olmak Hülya Gürses’in buruk hayat hikayesine bizi bir saat ortak etmeye yetti. Gürses, eşi tarafından yarı yolda bırakılmış tekerlekli sandalyeye mahkum hayatını diline dökebildiği kadarıyla anlattı. Anlattıkça yaşadı çaresizliğini, anlattıkça çekti hayatının içine bizi.

 

Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü okurken eşiyle tanışan ve kızları Menekşe ile taçlanan evliliklerinin Allah’ın lütfettiği bir hastalık nedeniyle son bulacağını düşünmeden kayıtsızca sevdiğini anlatıyor Gürses. Daha yirmili yaşlarda elini tuttuğu insanın onu tekerlekli sandalyede bir başına bırakıp kendine yeni bir hayatın penceresini aralayacağını bilmeden sevdi. İki yıl Aksaray’da bir yıl da Ankara’da öğretmenlik yapan Gürses, 2006’da yakalandığı Emes hastalığı nedeniyle 6 ayda bir rapor alarak dört yıldır eğitime ara vermiş, tekerli sandalyeye mahkum bir hayat yaşıyor.

 

SINAVA HAZIRLANIRKEN FELÇ OLDU

Gürses, hastalığının sebebini üniversite sınavına hazırlanırken çok stres yapmasına ve yüzünün bir kısmında geçici felç oluşmasına bağlıyor. Uzun süre hiç belirti hissetmeyen Gürses, evlendikten sonra yürürken zorlanmaya başlayarak doktora başvuruyor. Hiç bir teşhis konulamayan hastalığı bir diz ve bel ameliyatı ile sonuçlansa da merdiven çıkamama, yavaş yürüme, aşırı yorgunluk gibi şikayetler uzun süre devam ediyor Gürses’in hayatında. Çok yakın bir arkadaşının tavsiyesi üzerine gittiği Nöroloji Uzmanı hastalığının ciddiyetini anlayarak onu İstanbul’a gitmesi yönünde teşvik ediyor. Doktorun ‘Emes hastasısınız!’ sözleri üzerine tepki vermediğini ifade eden Gürses, “Bu teşhisin bana eşimi kaybettireceğini hayal bile etmemiştim. İlk zamanlarda bana destek oluyordu. Hatta bir çocuğumuz olsun istiyordu. Bir kez iç gebelik bir kez de düşük yaşadım. Sonunda bir kızımız dünyaya geldi. Gittikçe hastalığım kötüleşmeye başladı doktor eşime tekerlekli sandalyeye mahkum kalacağımı söyledikten sonra evliliğim gün be gün bitmeye başladı. Eşim maddi olarak çok harcama yapmaktan korktuğu için tedavi süresince yanımda olmak istemedi. Beni en çok üzende bu oldu.” diyerek duygularını paylaştı.

 

Gürses, kızı sekiz aylıkken eşinin ‘Ayrılmak istiyorum’ sözleriyle hayatının en büyük hayal kırıklığını yaşadı ama annesi, babası O’nu Ankara’da sıkıntılarıyla bir başına bırakmadı. Kızı Menekşe şimdi sekiz yaşında bir İlkokul öğrencisi baba sevgisinden mahrum kalsa da annesi, dedesi, babaannesi bu boşluğu hissettirmemek için çırpınıyor. Eşinin ise şimdi başka bir ailesi ve kızı var. Ne terk ettiği eşini ne de kızını arayıp soruyor…

 

"ANNE NE ZAMAN İYİLEŞECEKSİN"

Bir çocuk gözlerinize bakarak sizden bir şey istediğinde hanginiz kayıtsız kalır o isteğe? Pek çok insan o bir çift gözü gülümsetmek için seferber olur. Gürses ise, her gün kızının isteğine cevap verememenin üzüntüsünü yaşıyor. “Kızım bana yaşama sevinci veriyor. Gözlerime bakıyor ve ‘Anne ne zaman iyileşeceksin’ diyor. Hastaneden geldiğimde merakla yolumu gözlüyor. İstisnasız her gün ayağa kalkıp onunla yürüyüp koşabilmem, parka gidebilmem için dua ediyor.”  Akülü tekerlekli sandalyenin kızının hayallerini bir nebze de olsa gerçekleştirdiğini ifade eden Gürses, “Ayağa kalkamasam bile kızımla dışarıya çıkıp parka gidebiliyorum.”diye konuşuyor. Hastalığı sadece bedenine değil diline de etki etmeye başlamış Gürses’in titreyen elleri ve kelimeleri telaffuz etmekte zorlanması onu her geçen gün daha da üzüyor. Ama içi acısa da gözlerinin içi gülümsüyor, dudaklarından tebessüm dökülüyor bir yanı çok kızsa çok ah etse de diğer yanı ‘Kızım için yaşıyorum ve çok mutluyum’ dercesine haykırıyor dünyaya.

 

 

ÖZEL HABER

Günün Diğer Haberleri