18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümünde Çanakkale Şehitleri’ni saygı ile anıyoruz. Çanakkale Zaferi adım adım nasıl kazanıldı? Bir milletin makus kaderi nasıl değişti hala bilmeyen, okumayan, öğrenmeyen varsa, haberimizin devamını okumasını öneriyoruz.
Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümü. 18 Mart 1915 günü başlayan o destansı kahramanlık hikayesini sizler için derledik. “18 Mart Bir Milletin Makûs Talihinin Değiştiği Gündür” diyor ve sizi haberimizin devamını okumaya davet ediyoruz!
OKUREN DİNLEMEYİ UNUTMAYIN!
KAZANACAKLARI ZAFERDEN KUŞKULARI YOKTU
Düşman gemileri 18 Mart sabahı saat 10:30'da Boğaz’a dayandı. Amaçları Boğaz’ı geçmek ve İstanbul’a ulaşmaktı. Kendilerinden emindiler ve kazanacakları zaferden şüphe etmiyorlardı. Çanakkale ve Kilitbahir tabyaları ile mayın bölgesini savunan sabit ve seyyar bataryaları kısa sürede susturmak isteyen Birleşik filo, 800 metre bir geçidi mayınlardan temizlemek ve Marmara’ya girmek istiyordu.
AMİRAL DE ROBECK TAKTİĞİ
Amiral De Robeck, 18 Mart günü taarruza katılacak 16 gemiyi iki gruba ayırmıştı.
Birinci Grup’ta bulunan 6 İngiliz, 4 Fransız muharebe gemisi, A ve B hatları olmak üzere iki kademe halinde Borda düzeninde taarruz edeceklerdi. Buna göre:
A Hattında 4 İngiliz Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible,
B Hattında 4 Fransız Sufren, Gaulois, Bouvet, Charlemagne muharebe gemisi bulunacak,
2 İngiliz muharebe gemisi Triumph, Prince George'da, A Hattının kanatlarını koruyacaktı.
İkinci Grup’ta bulunan 4 İngiliz muharebe gemisi:
Ocean, Irresistible, Albion, Vengeance dört saat sonra Boğaz’a girecek ve Fransız gemilerinin yerini alacaktı.
Bu sırada 2 İngiliz muharebe gemisi, Swiftsure, Majestic de kanatları koruyan İngiliz gemileri Triumph ve Prince George ile yer değiştirecekti.
SAAT 11.30
11.30’da A ve B hatlarına tahsis edilen İngiliz ve Fransız muharebe gemileriyle bunların kanatlarını koruyacak olan iki İngiliz gemisi yerlerini aldılar ve cehennemi bir ateş başladı.
Merkez tabyalarından A Hattı 14.000, B Hattı 16.000 yarda, kanatları koruyan iki İngiliz gemisi ise 15.000 yarda uzakta bulunuyordu.
Düşman gemileri, ateş taksimi yapmışlardı. Her gemi bir tabyamızı ateş altına alıyordu. Mesafenin uzaklığı dolayısıyla Merkez tabyalarımız susmak zorundaydılar. Ancak Dardanos ve Mesudiye tabyaları karşılık verebiliyordu.
SAAT 12.20
Saat 11.50’de Agamemnon muharebe gemisi Numune ağır topçu taburu tarafından ateş altına alındı. 25 dakikada bu gemiye 12 vuruş kaydedildi; üst kesime yapılan 7 vuruş çok hasar yaptı; geminin 360 derecelik bir dönüş yaparak ateşten kurtulmaya çalıştığı görüldü.
Saat 12.00’de Rumeli Hamidiye Tabyasındaki 35,5’lik top, tek mermi atmadan tahrip edildi.
Saat 12.20’de Queen Elizabeth, Çimenlik Tabyasını bombardıman etmekteydi. Bu sırada 38 cm.lik bir mermi cephaneliğe isabet etti ve yangın çıkardı.
SAAT 12.30
11.30’dan 12.00’ye kadar cereyan eden bombardımanda gemi topçusunun tabyalar üzerinde yaptığı etki Müttefik Filo Komutanına başarı umudu vermiş, bunun üzerine Amiral De Robeck, B hattındaki 4 Fransız gemisinin (Gaulois, Charlemange, Bouvet, Suffren) A hattındaki İngiliz gemilerinin sağından solundan geçerek 10.000 yardada mevki almalarını emretmişti. Saat 12.30’da bu gemiler 10.000 yardaya yaklaştılar.
SAAT 12.40
Fransız gemileri ileri yanaşmakta iken Türk topçusu, İngilizlerin Inflexible muharebe kruvazörüne bir isabet kaydetti; telsizi bozuldu; aynı gemi üç dakika içinde üç isabet daha aldı; Pruva köprüsünde yangın çıktı; alevler Pruva çanaklığına kadar yükseldi. Inflexible, A Hattından geri çekilerek yangını söndürmek ve hasarı gidermek için 2 saat uğraştı.
SAAT 13.00 – 16 ARASI
Saat 13.00’de bombardıman daha da şiddetlendi. Obüs bataryalarımız düşman gemilerine ateşe devam etmekteydiler. Dardanos ve Mesudiye tabyaları da ateş ediyordu. Saat 14.00’e doğru Türk topçusunun ateşi zayıfladı. Bunun nedeni, top döşemelerinin düşman mermi çukurlarından çıkan toprakların altında kalmasıydı. Ama topraklar atılıyor ve tekrar ateş açılıyordu. Tabii bu arada biraz zaman kaybediliyordu. Türk topçusu, 9.000 yardaya sokulan Fransız muharabe gemileri üzerinde çok etkili olmaya başlamıştı. Gemilerin hemen hepsinde ağır hasar vardı. Gaulois muharebe gemisinin baş kısmında büyük bir yarık açılmıştı. Fransız gemilerinin hasara uğradıklarını gören Amiral De Robeck, ikinci kademedeki gemilerin Fransız gemilerini değiştirmesini emretti. Saat 14.00’e doğru Fransız gemilerinden Suffren hızla Boğaz’ın dışına doğru çekilmeye başladı; iki kazamatı tahrip edilmiş olan Bouvet onu izliyordu. Gaulois, başı suya gömülü, sancağa yatmış, kendi gücüyle Boğaz dışına çıkmaya çalışmaktaydı. Bu sırada Bouvet’de iki patlama duyuldu ve koca gemi birkaç dakikada alabora olarak 600 personeliyle sulara gömüldü. Fransız gemilerinden boşalan yeri İngiliz gemileri aldı ve 10.000 yardadan tabyaları dövmeye başladılar. Tabyalarımız da bütün güçleriyle karşılık verdiler.
SEYİT ONBAŞI
"Kilitbahir Mecidiyesi'ndeki uzun 24'lüklerin üçüncü topunda idim. Bir kere mermiyi kucaklayacak oldum, yağlı olduğundan elimden kaydı. Elimi biraz topraklayarak bir dizimi yere koydum ve mermiyi sırtladım. Merdivenleri ilk defa nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Gene aşağıya atlayarak 2., 3., 4. mermileri sıra ile taşımaya başladım. Aslan topumuz gürlemeye başlamıştı. 4. mermiyi attıktan biraz sonra idi, Gonca Suyu tarassut mevkisi, iki mermimizin isabetini bildirmişti. Bu haberi de duyduktan sonra bana gülleler, ufak bir saman çuvalı kadar yenik (hafif) geliyordu. Sanki denizin üzeri yanıyordu. Sağda solda iki gemi, kara dumanlar ve kızıl alevler içinde yana yana batıyordu."
SAAT 16.00’DAN SONRA
Saat 16.00’da Inflexble muharebe kruvazörü sancak başomuzluğundan mayına çarptı. Sualtı baş torpido dairesi parçalandı; buradaki personel yaşamını yitirdi; gemi, baş kısmı suya gömülü olarak Bozcaada’ya yöneldi. Saat 16.15’de Irresistible mayına çarptı. Sancak makina dairesi suyla doldu. Buradaki personelden ancak üç kişi sağ kalabildi. Su basıncı nedeniyle geminin orta bölmesi parçalandı; iskele makina dairesi de su ile doldu. Gemi hareketsiz kaldı. Kurtarılan personel Queen Elizabeth muharebe gemisine getirildi. Karanlık bastıktan sonra kurtarılmak üzere gemi kendi haline bırakıldı. Amiral De Robeck, saat 17.50’de müttefik filoya çekilme emri verdi. Çekilme sırasında İngilizlerin Ocean muharebe gemisi mayına çarptı ve zaten topçu mermileriyle ağır hasara uğramış olan gemi boşaltılarak Boğaz’da kaderine terk edildi. Karanlık bastıktan sonra kurtarılmak üzere terk edilen bu iki gemi, Türk topçusunun ateşiyle batırılmıştır.
7 SAAT SÜREN SAVAŞTA BİLANÇO
Yaklaşık yedi saat süren bu cehennemi ateş muharebesi sonunda müttefik filonun 3 gemisi (Bouvet, Irresistible, Ocean) batmış, 3 gemisi (Inflexible, Gaulois, Suffren) uzun süre savaşamayacak kadar ağır hasara uğramıştır. Düşmanın personel kaybı, çoğu ölü olmak üzere 800 kişidir. Müttefik donanmanın yoğun ateşine rağmen bizim personel zayiatımız 24 şehit, 43 yaralıdan ibarettir. 4 ağır top tahrip olmuş, 3 top hasara uğramış,1 cephanelik infilak etmiştir.
18 Mart günü tabyalarımızdaki bütün personel canla başla, insan üstü bir gayret ve fedakârlıkla çalışmıştır. O kıyamet gününü, o cehennemi ateş muharebesini bugün gözümüzde canlandırmak kolay değildir.
Her biri çelik bir kale olan, en az 10-15 ağır top taşıyan 16 muharebe gemisi, 7 saat süren ateş muharebesinde tabyalarımıza binlerce mermi atıyor; yalnız İngiliz gemilerinin attığı ağır top mermisi kendi kayıtlarına göre 3.344’tür.
Buna rağmen Türk topçusu ateşe devam edebiliyor ve düşman gemileri üzerinde isabet kaydediyor, hasar meydana getiriyordu. Bu çok büyük bir başarıdır.
KAHRAMANLAR UNUTULMAZ
18 Mart günü Dardanos bataryasının gösterdiği kahramanlık ve üstün savaş gücü özellikle övülmeye değerdir. Bu bataryanın komutanı Üsteğmen Hasan ve takım komutanı Teğmen Mevsuf büyük bir feragat ve gayretle savaşmış, bütün güçlüklere göğüs gererek ateşe devam etmiş ve ikisi de o gün aynı anda şehit olmuştur.
18 MART ŞEHİTLERİNİ SAYGI İLE ANIYORUZ!
18 Mart Boğaz Muharebesinde ağır zayiat veren müttefik filo, artık karaya asker çıkarmadan sadece denizden zorlamakla Boğaz’ın geçilemiyeceğini anlar. Ve planın 4. safhasını uygulamak üzere harekata devamdan vazgeçer. Bilindiği gibi 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na müttefik kuvvetler çıkarılmıştır.
Balkan Harbi ve Büyük Harbin ilk aylarındaki yenilgilerden sonra ilk kez 18 Mart Boğaz Muharebesi’nde kazanılan bu parlak zafer Türk askerinin moralini yükseltmiş, ulusun orduya güvenini artırmış, 8,5 ay devam eden kara muharebelerinde Türk ordusu, Üsteğmen Hasan, Teğmen Mevsuf gibi daha nice aslan yavrusu evladını feda ederek canla başla savaşmış ve Çanakkale Destanı’nı yaratmıştır.
Önce 19. Tümen Komutanı, sonra Anafartalar Grup Komutanı olarak bu savaşlara katılan Atatürk, askeri dehasını ve üstün yeteneğini burada dünyaya kabul ettirmiş. “Anafartalar Kahramanı” olarak şöhret yapmıştır. Bu haklı şöhret, O’nun Anadolu’da Türk İstiklal Harbi’ni başlatmasına imkan sağlayan önemli bir dayanak olmuştur.
Kısacası: Çanakkale Türk Milletine her şeyden önce Atatürk’ü kazandırmıştır.
18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize mukaddes bir vatan kılan tüm şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyoruz.