Çevremizde kişilik ve karakter bakımından gelişmiş insanlara baktığımız zaman yaşamlarının güçlüklerle geçtiğini, karşılaştıkları beklenmedik sonuçlar karşısında düş kırıklıkları yaşadığını görürüz. Ama onlar, yaşamlarındaki güçlüklerle mücadele ederek hiçbir zaman pes etmedikleri gibi bir kapının kapandığı zaman diğerinin açılacağına olan inançlarını hiçbir zaman kaybetmemişlerdir.
Bu insanların yaşam tarzı bizler içinde büyük dersler içermektedir. Yaşadığımız her olaydan güç alarak kaygılarımızdan kurtulmayı, yaşama pozitif bakmayı, geçmişin esiri olmak yerine geleceğimizi inşa etmeyi bu insanların yaşam tarzlarından öğrenebiliriz.
Bizler, başımıza gelebilecek en kötü olayda dahi kendimizi olgunlaştırabilecek tecrübeler edinebiliriz. Geçmişimizden pişmanlık duyarak yaşamak yerine düş gücümüzle yaşamımızı zenginleştirebiliriz. Zihin, vücut ve ruhumuzun potansiyeline ketler vurarak kendimizi sürekli kısıtlamak yerine düşlerimize yolculuk yaparak ruhlarımızı özgürleştirebiliriz.
İnsanlar için başlarına gelen acı olaylar, yaşamlarını zenginleştirmek için fırsat tohumlarıdır. İnsanlar, bu fırsat tohumlarını yeşertmeyi başarabildikçe kişilik ve karakter bakımından olgun bir kişilik kazanabilir. İnsanlar, şunu unutmamalıdır ki sırf yetişkin olduğu için kendisini yetişkin gibi davranmak zorunda hissedenler, düşlerine veda ederler. Bu, aynı zamanda insan yaşamındaki en tehlikeli tuzaktır. Bu tuzağa düşmemek için insanlar, daha çok harcamak için daha çok para kazanmak yerine kendilerine özgü bir yaşam tarzı yaratmak için zamanı iyi kullanarak kendilerine daha fazla zaman ayırmanın peşinde olmalıdır.
İnsanların, düşleri gibi kabusları da olacaktır. Tüm yaşam meselesi düşler için kabusların üstesinden gelmektir.