Kapitalizm, emperyalizm ve 3T olarak adlandırılan televizyon, tablet ve telefon teknolojisi insanlığın en masum duygularıyla oynayarak insanlığı bugünkü perişan haline sürükledi. Günümüzün tek ve vazgeçilmez değeri para olduysa bunun tek nedeni insanlığın bu bermuda şeytan üçgeninin yalanlarına kanarak bilgiden vazgeçmesidir.
Kinden ve nefretten beslenen bu bermuda şeytan üçlüsü, insanlığı her geçen gün ümitsizliğe sürükleyerek gönülleri bozkırlaştırdı. İnsanlar, zamanla kaybettikleri ahlaki güçlerini ihtirasları ile yenien kazanmaya çalıştıkça kirlenen ruhları onları yıprattı.
Günümüzde film, dizi, magazin, yarışma programları, bilgisayar oyunları, hatta reklamlar ile beyni gereksiz bilgilerle doldurulan ve meşgul edilen insanlık, düşüncelerini dahi ifade etmekten aciz hale gelmiştir. Günümüz insanları, eski ile kıyaslandığı zaman daha rahat, daha karınları tok, sırtları pek olmasına rağmen hayata karışmaktan ve hayatın bir parçsı olmaktan korkuyorlar.
İnsanlar, maddiyat manasında öyle ya da böyle rahat olsalar da manevi açıdan aç olan ruhları yüzünden yaşamaya susamışlar. Hatta buna yaşamaktan bıkmışlar desek daha doğru olur. Zaten şiddet ve savaştan beslenen bir dünyada yaşamdan bıkmamak anormal bir şey olurdu.
Geçmişin adetlerini gülünç bulan insanlar, bugün birbilerinin ayaklarına çelme takarak birbirlerinin önlerini kapatıyorlar. Bu da dünyayı tahtaları çürümüş bir köprü haline getirdi. İnsanlar ise bu çürük köprüden düşmemek için köşe bucak birbirlerinden kaçıyorlar.
İnsanlar, birbirlerinden kaçmak yerine köprüyü sağlamlaştırmanın yollarını arasalar. Mesela birbirlerini sevseler, birbirlerine saygı duysalar, insanlığa hizmet etseler daha iyi olmaz mı?