Nefsini bir türlü doyuramayan insan, var olduğundan beri mutluluğu arasa da bulamamıştır. Günümüzün yüksek teknolojisi dahi insanı mutlu etmeyi başaramamıştır. Çünkü yüksek teknoloji, insanları özgün olmaya zorlasa da sıradanlıktan kurtulamayan insan, özgün olmaktan çok uzak.
Olur olmadık hedefler uğruna ömür tüketen insan, yaşadığı anın değerini anlayamaz. En büyük hayali general olmak olan bir teğmen düşünün. Daha 20'li yaşlarında 50'li yaşlarda ulaşabileceği hedefe kendisini kilitlemiş. Yaşamının en verimli, en enerjik, en heyecanlı yıllarını, yaşamının en sönük dönemlerinden birinde ulaşabileceği bir hedef için harcıyor. İnsanın kendisine hedef belirlemesi doğru, o hedefe kilitlenerek sadece o doğrultuda yaşaması ise yanlış bir davranıştır. İnsanoğlunun her döneminin kendine ait güzellikleri vardır. Bu güzellikler yaşanmadığı zaman insan, kendisini zamanla yiyip bitirecek zehri kendi eliyle hazırlamış olur.
Günümüz insanlığının altında ezildiği hastalıklardan biriside bulundukları konumu beğenmemeleridir. Gerçeklerini kabullenmeyerek konumlarına razı olmak istemeyen insanlar, kurtuluşa doğru attıkları her kulaçta ümitsizlik denizine doğru yol alırlar. Bir gün ümitsizlik denizine vardıkları zaman öylesine derin bir acı duyarlar ki derin bir sessizliğe gömülürler. Artık gençlik çağlarından ihtiyarlık çağlarına varmışlardır. Geriye dönüş yoktur. Koskoca bir ömür avuçlarının arasından kayıp gitmiştir. İnsanların ihtiyarladıkça huysuzlaşmalarının altında bu başarısızlık yatmaktadır.
Günümüzde yaratılmak istenen en tehlikeli algı ise insanın sırtındaki en büyük yükün aile olduğudur. İnsanın, ailesi için çalışması, çabalaması boş bir uğraşmış, insanın ellerini kollarını bağlayarak hareket kabiliyetini kısıtlıyormuş gibi oluşturulan izlenimin gençler üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Yaşamdan ne istediğini hakkıyla bilmeyen gençlerimiz, maalesef yuva kurmak gibi bir sorumluluk üstlenmekten korkmaktadırlar.
İnsanlar, tutkuları ile kendilerini zehirliyorlar. Tutkuları uğruna çektikleri çile yüzünden yaşamlarını değersizleştiriyorlar. Son nefes ise hep azap oluyor...