Ülkemizin günümüzdeki nüfusu 80 milyon. Tarımla uğraşan nüfusumuz ise 5 milyon 180 bin kişi.
Bu rakam tuhafınıza gitmiş olabilir?
5 milyon insanın ürettiği tarım ürünü 75 milyonu nasıl besler diye düşünebilirsiniz?
Teknolojik devrim yapmakla övünen insanlarımız, topraktan vazgeçtiği için devletimizde açığı ihtiyaç duydukça tarım ürünü ithal ederek kapatıyor.
Bugün herkesin hayallerini lüks bir yaşam süslüyor. Bu hayale ulaşmak için sahip olunan hırs ise insanların gözünü öyle bir kör etmiş ki kimse, gelecekteki gerçekleri görmüyor.
İnsanlar, gelecekte kendilerini bekleyen büyük kıtlığa tedbir almak yerine en ufak sırlarını dahi tutmayan teknolojinin peşinden koşmayı tercih ediyor.
Günümüzde toprağı bırakarak teknolojinin peşinden gitmeyi tercih eden insanlarımız, teknolojinin ihtirası sayesinde bütün değerlerini yitirdiğinin farkında dahi değil.
İnsanlık bugün öyle bir hale gelmiş ki günlük 7 milyon ekmeğin çöpe gitmesi dahi taşlaşmış vicdanını sızlatmıyor.
Tarım alanlarını gökdelenlerle dolduran insanlar, kendilerini öylesine yükseklerde sanıyorlar ki en yakınlarındakilerden dahi Allah'ın selamını esirger oldular.
İnsanların yaşamdaki tek kıymetlisi para olunca kendinden aşağıdakileri karınca gibi ezmekten çekinmiyorlar.
Onlar bilmez ki insanlığın yapı taşlarını ve tüm tasarruflarını o karınca gibi ezmeye çalıştıkları insanlar, bünyesinde barındırır.
Biz, karınca gibi ezmeye çalıştığımız insanlardan ders almayı bıraktığımız gün insanlığımızı da unuttuk.
Bu yüzden evlatlarımız, geleceklerinde kıyameti yaşayacaklar.
Bugün vazgeçtiğimiz toprağa ve o toprakta yetişen ürünün zarif kokusuna dahi özlem duyuyorsak;
Bugün televizyonlar, bizleri mutlu etmiyor ve bir köşede tıngırdayan radyolarımızı özlüyorsak;
Çok şey kaybetmişiz demektir.
Ve son söz; hesapsızca yaşayanın sonu bataklıktır.