Ülkemizde eskiden Türkler ve Kürtler iç içe yaşarlardı. Birbirleriyle komşuluk yapar, dar günlerinde birbirlerinin yardımına koşar, kız alıp, kız vererek hısım olurlardı. Tam manasıyla bir kardeşlik ortamı hakimdi.
Bu kardeşlik ortamı nifak güçlerinin işine gelmediğinden dolayı 1978 Kasımında Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis köyünde kurulan ve nifak güçleri tarafından desteklenen PKK terör örgütü, 1980 askeri darbesini ve Diyarbakır Cezaevinde tutuklulara yapılan işkenceleri bahane ederek 1984 yılında Eruh ve Şemdinli ilçelerine baskınlar düzenledi. Kürtlerin temsilcisi olduğunu ileri süren PKK terör örgütü, Eruh ve Şemdinli baskınlarından sonra düzenlediği birçok kanlı baskın ile Kürt halkını adeta katletti. Kürt gençlerinin, bu ince noktayı çok iyi idrak etmesi gerekiyor.
PKK'nın kurucularından olan Abdullah Öcalan, PKK terör örgütünün lideri kabul edilmiş ve bu liderlik, çoğu zaman zor kullanılarak Kürt halkına benimsetilmiştir. Bu yüzdende Kürt halkı, yıllarca PKK terör örgütünün lideri kabul edilen bu caninin resimlerini meydanlarda sallamak, lehinde sloganlar atmak zorunda bırakılmıştır. Bu noktada Kürt gençlerine şu anlamlı soruyu sormak gerekiyor. Kendisinin dahi Ermeni olduğunu itiraf etmesine rağmen Kürtlerin hakkını savunduğunu iddia eden PKK terör örgütü, niçin bu caniyi lider olarak kabullendi ve Kürt halkına da bunu benimsetti? Kürt gençlerinin, bu noktada PKK terör örgütüne dahil olurlarsa kime hizmet edeceklerini çok iyi araştırması gerekiyor. Ayrıca bir Ermeni'nin, Kürt halkının hakkını asla savunmayacağını iyi idrak etmeleri lazım.
PKK terör örgütü, kaynakların üzerine konmak ve sonuna kadar sömürmek için nifak güçleri tarafından kullanılan bir vasıta ya da büyük bir oyunun sadece piyonudur. Zamanı geldiği zaman bu piyonu birilerine yem edeceklerdir. Kürt gençleri ise PKK terör örgütünü satranç oyunundaki şah taşı zannederek terör örgütüne üye olurlarsa esas şahın nifak güçleri olduğunu ve PKK terör örgütünün de bu güçlerin emrinde hareket eden, zamanı geldiğinde de lav edilip, hiçbir desteğin verilmeyeceği zavallı ve basit bir terör örgütü olduğunu kısa sürede idrak edeceklerdir ama geçmiş olsun…
Kürt gençleri, bu nifak güçlerinin işgaline uğramış Afganistan, Irak, Filistin gibi ülkelerde yaşananları çok iyi takip etmeli ve PKK terör örgütüne destek vererek devleti düşman edindiği takdirde başlarına gelecekleri iyi sezmelidirler. Ayrıca terör örgütüne destek veren Kürt gençlerinin neden eğitimsiz olduklarını, cahil bırakılarak kimlerin hizmetinde kullanıldıklarını, kendilerine dost görünen hevallerin asıl düşmanları olduklarını Kürt gençlerinin bilmesi gerekir.
Kürt gençlerinin, PKK terör örgütünün gittiği yolun sonunun iflas olduğunu bilmeleri gerekir. Bunu bildikleri zaman devletin yanında yer alarak yaşam koşullarını iyileştirmeye çalıştıkları gibi sosyal ve mesleki becerilerini geliştirerek tam donanımlı, vatanı ve milleti için canını ve malını verecek kadar vatansever bireyler olurlar. Böyle yaptıkları takdirde yaşam kalitelerini yükseltecekleri gibi devletinin ve milletinin yanında yer aldıklarından dolayı topluma zararları değil, faydaları dokunacaktır.
PKK terör örgütü tarafından Türkiye Cumhuriyetinin kendilerine değer vermediğine ve esaret altında yaşatıldıklarına inandırılan Kürt gençleri dağa çağrılmakta ve Kürt gençlerinin bir kısmı bu aldatmacaya kanarak dağa çıkmaktadır. Kürt gençleri, kendilerini asıl esaret altına almaya çalışanın Türkiye Cumhuriyeti değil, PKK terör örgütü olduğunun, bu sahtekar PKK terör örgütünün asıl amacının Kürt halkının hakkını savunmak olmadığının her daim bilincinde olmalıdır.
Kürt gençleri, vatana sadakatin, sevgi ve saygı içerisinde birlik içerisinde yaşamanın, doğruluğun en büyük değerler olduğunu bilerek ilim peşinde koşmalıdır. İlim peşinden koştukça zaten bu sahtekarların gerçek yüzünü göreceklerdir.
Nehrin bir yakasındaki tavuk ile diğer yakasındaki tavuk sohbet ediyorlarmış. Biri, karşıya nasıl geçeceğini sormuş, öteki de zaten karşıdasın demiş. Kürt gençleri de PKK terör örgütünün, kendilerini aynı bu hikayedeki gibi tek taraflı düşünceye alıştırarak benmerkezci insanlar haline getirmeyi hedeflediğini, bu hedefine ulaştığı zamanda kendilerini dahi unutan Kürt gençlerini yalnızlığın pençesine düşürerek yaşamlarındaki amacı ve anlamı adeta avuçlarının içinden çaldığını, kıydıkları canlar karşısında vicdani dahi sızlamayan caniye dönüştürdüğünü bilmeli ve Kürt halkının hakkını savunduğunu iddia eden PKK terör örgütünün bu sinsi planını iyi sezmelidir.
Son olarak da sadece Kürt gençlerine değil, tüm dünya gençlerine sesleniyoruz;
"Yaşam bir uyku, yaşadıklarımız ise bir rüyadır. Önemli olan bu uykudan güzel rüyalarla uyanabilmektir."