Biz Türkler, kendimizi küçümsemekte üstümüze yoktur.
Kendimizi bu kadar küçümsemekte eğitim sistemimizin payı büyük ama medya, internet gibi araçlarla kültürel emperyalizme uğradığımız da gerçek…
Bu kültürel emperyalizme karşı gençlerimizi koruyacağımız en büyük savunma sistemimiz eğitim sistemi iken maalesef oturmuş bir eğitim sistemimiz yoktur. Deneme yanılma tahtasına dönen eğitim sistemimiz yüzünden gençlerimiz heba olmakta ve gelecekleri avuçlarının içerisinden çalınmaktadır.
Bu kültürel emperyalizm sayesinde milletimizde öyle bir algı oluşturuldu ki sanki dünyadaki bütün icatları yabancılar yapmış da biz, sadece kullanıyoruz. Sanki Türkler, dünyaya hiçbir katkı sağlamamış. Gelin şöyle bir geçmişe doğru gidip, dünyaya yaptığımız katkıları anımsayalım.
Atı evcilleştirerek dünyaya hız fikrini veren biz Türkler…
Hızla birlikte çeliği de icat eden biz Türkler, bugünkü gemilerin, uzay mekiklerinin yapılmasında başroldeyiz…
Bugün dünyadaki bütün evlerin vazgeçilmez eşyası olan halı da biz Türklerin icadı. Bir halı deyip geçmeyin. Halı ile sanata ve estetiğe yaptığımız katkı çok büyük…
Bugün batı dünyasındaki tıp fakültelerinde kitapları baş kitap olarak okutulan tıp dünyasının en büyük alimi İbni Sina'nın yerini kim doldurabilir?
Dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu ile dünyaya 600 sene hükmetmiş Türkleriz biz… Bizans'ı yıkıp İstanbul'u fethederek Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerifine nail olmuş bir milletiz biz…
Birecik tersanelerinde yaptığımız yıllık 300 gemi ile neredeyse her gün denize bir gemi indiren bir milletiz…
Çocuklara en büyük değeri biz Türkler vermişiz… Onlar için vakıflar kurmuş, onlara bayram bile armağan etmişiz. Hem de bencillik yapıp sadece kendi milletimizin çocuklarına değil, dünyadaki bütün çocuklar masumdur inancıyla bütün dünya çocuklarına bu bayramı armağan etmişiz.
Dağdaki aç kurtları doyuracak kadar hayvanlara değer veren yine biz Türkler…
Bir evin penceresinde sarı çiçekli saksı varsa o evde hasta var demekti. O evin önünden sessiz ve sakin geçilirdi. Pencerenin önünde kırmızı karanfil varsa o evde gelinlik kız var demekti. Gençler, ona göre edepli geçerdi o evin önünden.
İnsanlığa medeniyeti bir Türkler armağan etmişiz ama bugün kendimizi medeniyetsiz diye küçümsüyoruz?
Niye mi?
Aydın geçinen hasta kafalar yüzünden…
Bu aydın geçinen hasta kafalar, bunu ya kasıtlı yapıyorlar ya da derya içredir ve içredeki deryayı görmeyecek kadar bilgisiz ve cahiller…
Bu yüzden 'Biz kimiz, medeniyete ne katkımız oldu ki?' diyen hasta ve zavallı beyinlerle mücadele etmek ve gençlerimize aydınlık bir gelecek sunarak gerçek aydınlar yetiştirmek için yüzde yüz yerli ve milli bir eğitim sistemi oturtmalı ve gençlerimize koskoca bir medeniyetin evlatları olduğunu öğretmeliyiz.