İnsanlar, kirpiler arasındaki dostluğun ne kadar sıkı olduğunu bilmezler. Bilselerdi kirpilerin ibretlik dostluğundan ibret alır ve dünyada bu çekilmez hale gelmezdi.
Kirpilerin dostluğu demişken bu dostluktan biraz bahsedelim. Kirpiler, soğuk havalarda üşüdükleri zaman birbirlerinin sıcaklığından istifade etmek için birbirlerine yaklaşsalar da batan dikenleri yüzünden tekrar uzaklaşmak zorunda kalıyorlar. Üşüdüklerinden dolayı defalarca birbirlerine yaklaşmayı deneseler de batan dikenlerden ötürü yine birbirlerinden uzaklaşmak zorunda kalıyorlar. Bir arada durmayı başaramasalar da yalnızda yapamıyorlar. En sonunda dikenli varlıklar olduklarını kabul ederek birbirlerine zarar vermeyecek en uygun mesafeyi bulur ve bir arada durmayı başarırlar. Böylelikle soğuktan korunarak yaşamda kalırlar.
İnsan, akıl ve idrak sahibidir. Ancak kirpiler gibi varlıklarını kabul ederek birbirleriyle geçinemiyorlar. Çünkü insanlar, kendi kafalarının dikine gitmeyi sevdiklerinden dolayı anlaşma yoluna hiç gitmeden birbirlerinin kalbini kırıp, incitebiliyorlar. Üstelik bunu yaparken sonunu düşünmedikleri için hesapsızca davranabiliyorlar.
Ve yıllar geçtikten, yaşamın en güzel yılları yaşandıktan sonra geçmişimize baktığımızda bugünümüz keşkelerle doluyor. Çünkü yaşadıklarımız o kadar anlamsız geliyor ki elimizde avucumuzda kalan koskoca pişmanlık oluyor.
Nasreddin Hoca, bir gün öğrencilerine 'Adam olmanın şartı nedir?' diye sorar. Öğrencilerden çeşitli cevaplar gelse de Nasreddin Hoca aradığı cevabı bulamaz. Bunun üzerine öğrencilerinden birini tahtaya kaldırır ve kulağını patlatırcasına bağırır: "Adam olmanın şartı kulaklardır. Büyüklerine kulak vereceksin ve ağzından çıkanı kulağın duyacak."
Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymadığı için birbirimizle daima münakaşa halindeyiz. Münakaşa halinde olduğumuz için birbirimizle kavgalıyız. İçinde bulunduğumuz kavga ortamı ise toplumda nefreti körüklüyor.
Bugün toplum olarak ihtiyacımız olan tek şey anlayıştır. Anlayışlı davranışlar dostlukları beraberinde getirir. Dostluklar ise sevgiyi ve saygıyı. Pişmanlıklarla dolu bir yaşam yerine dostluklarla dolu bir yaşam için anlayış diyoruz.
Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "En büyük pehlivan, öfkesini yenen adamdır."