Dünyada her geçen yıl bir önceki yıla göre yaşamak daha güzeldir. Çünkü geçen yıllar, insanların vicdanlarından bir şeyler alıp götürüyor.
Dünyada eskiden de savaşlar, şiddet olayları olurdu. Ama hiç kimse kadına, çocuğa ve yaşlıya dokunmazdı. O zamanlar, dünyanın en namussuz insanı dahi el kadar bebelere tecavüz etmeyi aklından geçirmezdi. Şimdi namuslu geçinenler, el kadar bebelere tecavüz eder olmuş.
Geçen yıllarla birlikte vicdanlarını yitiren hatta kaybeden insanlar, dünyayı ne kadar namussuzlaştırmış değil mi?
Kendilerini zerre kadar düşünmeyen günümüz insanları, çocuklarını dahi düşünmüyor. Onları, çirkinliklerin ortasına kendi elleriyle atıveriyorlar.
Şimdi birçoğunuz bu sava itiraz edeceksiniz. Ancak hepimiz, çocuklarımızı bilgisayar oyunlarına, sosyal medya hesaplarına, onların ruhlarını kirleten televizyon dizlerine hapsetmiyor muyuz? Bundan ala çirkinlik olur mu?
Bizdeki çirkinlik algısı ne?
Çocuklarımızın kötü arkadaşlıklar edinmesi, sigara içmesi, saygısız davranışlar sergilemesi mi? Evet, bunlar çirkin davranışlardır ama bütün bu çirkinliklerin anasıda bilgisayar oyunları, sosyal medya hesapları ve televizyon dizileridir.
Sevgiden ve saygıdan uzak yetiştirdiğimiz çocuklarımız, geleceğe dair hayal bile kuramıyorlar.
Bu hırsımız, bu nefretimiz, bir şeylerden intikam alırcasına yaşayış tarzlarımız en fazla çocuklarımıza zarar veriyor. Ancak zarafete kapalı olan kalplerimiz, bunun farkında dahi değil.
Yaşamı bu kadar mahveden ise kirli dünyalarının içinden internet sayesinde çıkan kötü ruhlu insanlardır. İnternet sayesinde pandoranın kutusunun açıldığını gören bu zavallı insanlar, zehirlerini etrafa saçmaya başladılar. Bu zehirden ise en fazla çocuklarımız etkileniyor. Bizlerde bu zehirden fazlasıyla nasibimizi aldığımız için evlatlarımıza kalkan olamıyoruz.
Ruhlarını para karşılığında satan insanlar, ruhlarına kaç lira bedel biçiyorlar?
Efendiliklerini para karşılığında satan insanlar, efendiliklerine ne kadar bedel biçiyorlar?
Böyle zavallılar şunu bilsinler ki; trilyonlarca da bedel biçseler ucuza gidiyorlar.
Ve haksızlığa uğrayanlar, haksızlık karşısında hakkını arayacak kadar gücü olmayanlar. Sakın ola üzülmesinler. Haksızlık yapacak kadar insanlıktan nasibini alamayan zavallılardan hayatta bir şeyler elbet alır.
Günahlarını omuzlarında taşıyanlar, fazla mesafe kat edemezler. Bu yüzden kısır bir döngü içerisinde edindikleri kötü alışkanlıkların esiri olarak yaşarlar.
Dünyada bir dili kanlı olanlar, birde eli kanlı olanlar vardır. Dili kanlı olanlar bütün insanlığı katlederken, neden sadece eli kanlı olanlar hapse gidiyor?
Ve kitap okumayan insanlar, ruhunun efendisi olamadığından zorbalığın efendisi olurlar.