Patronu gördüğü zaman muhatap olmamak için kaçacak delik arayan işçiler gibi biz de toplumsal gerçeklerle karşılaştığımız zaman elimiz yanmasın diye kaçacak delik arıyoruz.
Bir gün gelip de toplumsal gerçekler karşımıza dikildiği zaman kaçmak yerine gözümüzü bir an karartıp o toplumsal gerçeklerin boğazına bir sarılabilsek ahlaki ve insani tüm günahlarımızı dökeceğiz. Kendimize özgü yaşamlarımız olacak. Kendimizle ilk defa dolaysız bir ilişki kuracağız. Yaşamlarımızın gidiş istikameti aşağı değil, yukarı olacak.
Yaşamda her zorluğun bir kolaylığı vardır. Ancak biz, zorluklarla mücadelede maşa kullanma aymazlığından vazgeçmediğimiz sürece o kolaylığı görme şansımız olmayacak. Zavallı yaşantılarımız da hep mağdur rolü oynayacağız. Küçük hesaplar peşinde koşacağımızdan büyük düşünemeyeceğiz. Beceriksizliğimizi ve cesaretsizliğimizi uyanıklığımızla örtmeye çalışacağız.
Niye?
Elimiz yanmasın. Elimiz yanarsa canımız yanar. Bir de elimizi yakmamak için gemileri yaktığımızın ve yanan o gemilerin ruhumuza verdiği acının farkına varabilsek.
Aynaya bakan insan gördüğü fiziki görüntüsünü düzeltir. Peki, görmediği ruhsal görüntüsü.
Ruhsal görüntümüzün yansıması olan kişiliğinizi sorguluyor muyuz?
Kişiliğimizin temel taşları olan ahlakımızı, vicdanımızı, samimiyetimizi didik didik edip inceliyor muyuz?
Bizler, iyilik yaptığımız zaman dahi çıkarlarımızı gözettiğimiz için böyle şeylerin altını deşmemiz imkansızdır. Bu yüzden bizim için ikiyüzlülük, üçkağıtçılık, düzenbazlık ve bencillik sıradan davranışlardır. Bizim, kendimize göre doğrularımız vardır. Dünyayı cehenneme çeviren bu doğrularımızla ahirette cenneti garantilediğimizi düşünürüz. Kendi gerçeklerimizi inkar eden bu ucube yaşantılarımızın bir adım ötesi ise kendimize ihanettir. Ve kendimize ihanet ettiğimiz içinde tüm günahları Allah'ın adını kullanarak işliyoruz. Örneğin çıkarlarımız için o kadar basit yemin ediyoruz ki sanki o yeminin hesabını ahirette biz vermeyeceğiz.
Kendi gerçeklerimizle yüzleşemeyen bizler, toplumsal gerçeklerle yüzleşerek nasıl elimizi yakacağız?
Aslında bizlerin elinin yanmasına da gerek yok. Çünkü bizim elimiz yanarsa, aklı başında insanların da yolları şaşar.