Bugün bana İstanbul'da yaşa deseler hiç düşünmeden direkt reddederim.
Nedeni mi?
Tabii ki TRAFİK!
İstanbul halkı, trafikten yılmış. Trafikte geçen vaktin kendilerine nelere mal olduğunu biliyorlar ama elden bir şey gelmiyor.
Bugün İstanbul'u yaşanmaz bir şehir yapan en büyük baş belası trafiktir. Bu baş belasının insan psikolojisine etkisi düşünüldüğü zaman vatandaşın isyanına hak vermek gerekir.
İstanbul trafiği en başta insanın kendisine olan güvenini sarsıyor. Uzun mesafeler, kısa vakitte alınsın diye üretilen araçlar, o mesafeleri İstanbul trafiğinde azaltmak yerine daha da uzatınca zamanla insanda bir metal yorgunluk oluşuyor. Herkes, aynı dertten muzdarip olduğu için derdini anlatacak kimse bulamayınca da İstanbullu vatandaşın en zor imtihanı trafik oluyor.
İstanbul halkının, bu trafik yoğunluğu karşısındaki tek ilacı sabır diyeceğim ama bebeğin dahi emekleyerek daha hızlı gideceği trafikte nasıl sabır edilir?
Benim en fazla merak ettiğim şey ise insanlar, İstanbul trafiğinde sıkıştığı zaman ne yapıyor?
İşte bu soruların cevabını bilen varsa beri gelsin.
İstanbul'da trafik ağının gelişmesi için birçok proje üretilse ve uygulamaya konulsa da İstanbul halkının trafik mağduriyeti bir türlü giderilememektedir. En azından kronik hale gelmiş sıkıntıların çözüme kavuşturulmasının dahi büyük bir rahatlama sağlayacağına inanıyorum.
Ayrıca insanların, trafik konusunda bilinçlendirilmesi ve trafik kültürünün oluşturulması gerekiyor. Herkesin huzur aradığı bir ortamda kimse, yaşanan trafik yoğunluğundan zevk almayacağı için trafikte bilinçlenme konulu projelere ilgi büyük olacaktır. Yine skuter kullanımının yaygınlaştırılması trafik sorununun çözümüne önemli katkı sağlayacağı gibi ülke olarak önemli bir yakıt tasarrufu da sağlayabiliriz.
İstanbul'da trafiğin kesin çözümü ise insanların, İstanbul'dan uzaklaştırılmasıdır. Çünkü ülkemizin nüfusunun dörtte biri İstanbul'da yaşadığı sürece ne yapılırsa yapılsın İstanbul trafiğine çözüm üretilemeyecektir.