Dostluk, her insanın yaşamında ekmek ve su gibi ihtiyaç duyduğu en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Çünkü her insan, anlamak, anlaşılmak, başkalarının olmasını istediği gibi değil, kendi olarak toplumda kabul görmek ister. İnsan, bu isteklerine ancak dostluk ile ulaşabilir. Bir insan, yaşamında gerçek sevginin, saygının ve hoşgörünün tadına varmak istiyorsa mutlaka gerçek dostluğu tatması gerekir. Vefa ise gerçek dostluğun en önemli bağıdır. Dostluk ve onun ürünü olan vefa, yaşamı, sevgi, saygı ve paylaşılır hale getirerek anlamlı kılan en önemli iki unsuru oluşturmaktadır. Mevlana, ‘İyi bir dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur’ diyerek dostluğun önemini başka söze gerek kalmayacak şekilde anlatmıştır. Gerçek dostlar, insanları doğru yola ilettiği için başarıya giden yolun da mihenk taşlarıdırlar. Hayat, insanlar için kısa bir yolculuktan ibarettir. Bu yolculukta insanların, bahar dönemleri olduğu kadar fırtına ve felaket dolu dönemleri de olur. İnsanlar, fırtına ve felaket dönemlerinde sığınacak liman olarak vefalı dostlarını ararlar.
İnsanlar, gerçek dostlarının desteğiyle maddi ve manevi sıkıntılarını en az hasarla atlatabilirler. İnsanlar, ölümler, hastalıklar, talihsiz olaylar ile yaşamı boyunca karşılaşır. Bu tür olaylar ile karşı karşıya kalan insanlar, yaşama küstükleri için yaşama sevinçlerini de yitirirler. Böyle zamanlarda gerçek dostumuzun yanımızda yer alması, acımızı paylaşması ve küçük bir tebessüm etmesi nefes kadar değerlidir. Yaşamlarında gerçek dostluğu bulamayan, vefayı göremeyen insanların durumunu ‘Korkunç bir ıssızlık' diyerek Cahit Sıtkı Tarancı anlatmıştır. İnsanlar, ünlü şairin ‘Korkunç bir ıssızlık’ olarak tanımladığı gerçek dostluğun olmadığı yaşamın tüm acısını günümüzde tatmaktadır. Çünkü günümüzde gerçek dostluğun, vefanın örneklerine rastlamak çok güçtür. Bu yüzden toplumumuz, büyük bir çöküntünün içerisine girmiştir. Toplumlar, ancak dostluk ve vefa ile ayakta kalabilir. Aksi halde toplumların, topluluktan bir farkı kalmaz. Dostluk ve vefa topluma hakim olmadığı zaman o toplum, bir tespihin tanelerinin dört bir yana dağıldığı gibi dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Günümüzde toplumumuza bencillik ve çıkar duyguları hakim olduğu için insanlar, birbirlerinden uzaklaşmakta, birbirlerine güvenmemekte ve birbirlerini sevmek yerine kendi bencilliklerini, çıkarlarını sevmektedir. İnsanlar, kendi çıkarlarını dostluk ve vefa duygularının önüne koyduğu için günümüzde dostluk ve vefa büyük bir yara almıştır.
Maddi çıkarlar, manevi duyguların çok üstünde yer aldığı için toplumumuz, her geçen gün zehirlenmektedir. İnsanlar, unutmamalıdır ki makam, mevki, mal, mülk, servet bir yere kadardır. Bunların hiçbirisi gerçek bir dostluğun, vefanın yerini alamaz. İnsanlara, vefalı bir dostluğun sağlayacağı huzuru ve güveni hiçbir maddi unsur sağlayamaz. Günümüzde insanların yaşamdan bezmiş gibi yaşamaları, yaşamı sırtlarında ağır bir yük gibi görmelerinin ana nedeni dostluk ve vefadan uzak olmalarıdır. İnsanlar, dostluktan ve vefadan uzak olunca toplum, çorak ve insanın yüreğini üşüten soğuk bir yer haline gelmektedir. Toplumumuz, günümüzde zor bir sürecin içerisinden geçmektedir. Bu süreç içerisinde toplumun en çok dostluğa ve vefaya ihtiyacı vardır. İnsanlar, birbirlerine kenetlendiği sürece toplumda güçlü bir şekilde ayakta kalacaktır.