Toplumumuzu bir arada tutan insani değerlerimiz vardır. Bu değerlerimizin, sosyal ve bireysel ilişkilerimize önemli katkıları vardır. Biz, toplum içerisindeki yaşantımızda bu katkıyı hissetmesek de yaşadıkça ve tecrübe kazandıkça daha iyi görürüz. İnsanlar, unutmadıkça, çevresine değer verdikçe, çalıştıkça, gayret gösterdikçe kendisine ve yaşamına anlam katar. İnsanın özü ise sevgi ve saygıdır. Toplum içerisindeki insan, çevresinden sevgi ve saygı görmek istiyorsa çevresine sevgi ve saygı göstermelidir.
Günümüzde teknolojinin hızlı gelişimi insanoğlunun adeta kimyasını bozmuş ve hızlı akıp giden zaman karşısında insanlar, kendilerini insan yapan değerleri unuttuğu için anlamsız ve içi boş bir hayat yaşamaya başlamışlardır. Günümüzde durum öyle bir hal almıştır ki aynı masada oturan insanlar, birbirleriyle muhabbet edemez hale gelmiş, aynı evde aile birliği altında yaşayan insanlar, birbirlerinden kopuk hayat sürmeye başlamışlardır. Günümüzde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, huzurevlerinde kapasite doluluğundan yakınıyorsa insanların durup düşünmesi gerekir. Bakanlığın bu yakınması teknolojinin, üzerimizde emeği olan insanları dahi bizlere unutturduğu anlamına gelmektedir.
Müslüman bir toplumda huzurevlerinin kapasitesinin dolu olması ve her ilde bir kaç huzurevine ihtiyaç duyulması dinimizin, yakınlarımıza bakmayı ve vefa göstermeyi emrine aykırı yaşadığımızı gösterir. İnsanlar, doğumdan ölüme giden yolda teknolojinin kölesi haline geldiği için bencil ve kendi çıkarına düşkün hale gelmiş ve dünyada önemli olanın hoş bir seda bırakmak olduğunu unutmuştur. Teknoloji, toplumsal hayatın özünü oluşturan aileyi sarsmış ve aile içerisindeki huzuru baltalamıştır. İnsanlar, aile üyeleriyle değil, televizyon, tablet, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik aletlerle vakit geçirmeyi tercih ettiği için aile içerisindeki huzur baltalanmıştır. Yine insanlar, doyumsuz hale geldiğinden dolayı lüks yaşamın peşine düştüğü için teknoloji, ailenin maddi durumunu da çökertmiştir. Peki, toplumsal yaşantının çökmesinde tüm suç teknolojinin mi? Bu soruya evet cevabı vermek kendimizi kandırmak olur. Bu noktada suçun tümü teknolojiyi dengesiz kullanan biz insanlarındır. Kısacası teknoloji zamanımızda insanın şeytanı olmamıştır. Her devirde olduğu gibi insan, yine kendi kendisinin şeytanı olmuştur.