İnsan, dünyaya geldiği ilk günden ölümüne kadar bir toplum içerisinde yaşamını sürdürmek zorundadır. İnsanlar, toplum içerisinde bilinmeyenleri araştırmak, yeni şeyler öğrenmek ve önüne çıkan zorlukları göğüsleyebilmek için başkalarının desteğine ihtiyaç duyar. Bu nedenle insanlar, yaşam kuralları adı da verilen toplumsal kurallara uyum göstermekle mükelleftir. Her insan, farklı bir toplum içerisine doğar ve her toplumda, farklı yaşam tarzlarına ve kurallara sahiptir. İnsanlar, doğdukları andan itibaren toplumun adet ve kurallarını öğrenmeye başladığı için yaşadığı toplumun birçok kuralına adeta bir içgüdü duyusuyla uyum sağlar. İnsanlar, zaman içerisinde yaşadığı toplumun kurallarını yumuşatarak eskiye göre daha modern bir yaşantı sürebilirler. Toplumsal kurallardaki bu yumuşama daha çok insanların, yaşayış amaçlarına ve bu amaçların şartlarına göre seyir izlemektedir. Toplumsal kurallarda yumuşama insanların yaşamını kolaylaştırdığı için toplumda pozitif etki yaratır. Toplumda katı kurallar ve gereksiz şartlar, yaşamı zorlaştırdığı için insanlara yaşamı adeta zehir eder. İnsanlar, yaşam koşullarına göre toplumsal kuralları yumuşattıkları zaman kendilerine daha çağdaş ve huzurlu bir yaşam tesis ederler.