Müslüman olmak için Allah'a, Peygamberlerine, Kitaplarına, Ahiret Gününe, Hayrın ve Şerrin Allah'tan Geldiğine, Meleklerine inanmak gerekir.
Müslüman olmak için doğru olmak, doğru olmak içinde bilgiye ve ilime ulaşmak gerekir. Müslümanlar için en büyük ve kesin olan ilim kaynağı ise Peygamber Efendimize gelen vahiydir. Müslümanın iyi bir maneviyata sahip olması için en önemli unsur ise akıldır.
İslam alemi şu anda kor parçası gibidir. Bunun en büyük nedeni ise doğruluktan, bilgiden, ilimden ve akıldan uzak olmalarıdır. Kur'an-ı Kerim'i tam ve doğru olarak anlayamamalarıdır. Yaşamlarını ve emeklerini doğru yönde harcayamamalarıdır.
Müslümanlar, akıllarını özgürleştirdikçe ve gerçekleri doğaüstü olaylarda değil de doğanın içinde aradıkça Allah'ı kalbinde daha çok hissedecek ve inancı artacaktır. Örneğin gerçek, bir elmanın yaratılışında, her sonbaharda ölen doğanın ilkbaharda yeniden canlanmasında, insanların vücut yapısında vb. olaylarda aranırsa daha isabetli olur.
Ruhta hüküm süren din ve mezhebin güzellikleri dış dünyaya yani davranışlara nüksettiği sürece yaşam güzelleşir ve anlam kazanır. Ancak olay din tüccarlığına döner ve halk din algısı ile kandırılırsa hayatın bütün güzellikleri sonbahardaki yapraklar gibi sararak solar ve yere düşer. İnsan, rüzgarın önündeki yaprak gibi savrulmamak için din tüccarlarına karşı uyanık olmalı ve taviz vermemelidir.
Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi din tüccarlığının ne boyutlara varabileceğinin en iyi örneğidir.
Müslüman olmak için bilgiye, ilime ve akla da ihtiyaç vardır. Aksi takdirde FETÖ terör örgütü gibi din tüccarlarının ağına rahatlıkla düşülebilir.