Bizim ve bizden sonraki neslin içerisinde yaşayacağı doğal çevreyi korumak en büyük vazifemizdir. Ancak artan dünya nüfusuyla birlikte insanların bilinçsiz davranışları çevre kirliliğini artırmakta ve doğal çevreye büyük zarar vermektedir.
Her geçen gün günlük yaşamımızı kolaylaştıran gelişmeler olsa da bu gelişmelerden bazıları doğal çevreyi kirletmektedir. Bu gelişmeler, sadece toprağı, suyu ve havayı kirletmekle kalmıyor. Aynı zamanda bitkilerin ve hayvanların varlığına ve sağlığına zarar veriyor.
Örneğin kimyasal ve biyolojik silah kullanımı, evsel ve sanayi atıklarının bilinçsiz şekilde çevreye bırakılması, avlanmanın bilinçsiz ve zamansız yapılması, ormanların yanarak küle dönüşmesi, ağaç kesimi, soğutucu ve spreylerde bulunan zararlı gazların, tarım ve böcek ilaçlarının bilinçsiz kullanımı, radyasyonun nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler yoluyla çevreye yayılması, çevreye yüksek miktarda karbon salan fosilli yapıtların bilinçsiz şekilde kullanılması doğal çevreye aşırı zarar vermektedir.
Çevreye bilinçli ya da bilinçsiz şekilde zarar vererek dünyanın dengesini bozan insanoğlu, sadece kendisine değil, doğal çevrede bulunan diğer tüm canlılara da zarar vermektedir. Günümüzde bu zararlar, sadece insanoğlunun değil, diğer tüm canlıların yaşamını tehdit edecek seviyelere ulaşmıştır.
İnsanoğlu, çevreye bu denli zarar verince de çevre kirliliği, dünyanın ortak sorunu haline gelmiş ve çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bu gruplar ise toprak kirliliği, su kirliliği, hava kirliliği, ses kirliliği, radyoaktif kirlilik, ışık kirliliği ve ambalaj atıklarıdır.
Hayvanların değil, insanların kirlettiği çevrenin ciddi sonuçları da olmaktadır. Örneğin çevre kirliliği neticesinde dünya coğrafyası değişim göstermekte, iklim değişiklikleri neticesinde küresel ısınma olmakta, tarım toprağının erozyon ile birlikte yok olması, tükenen su kaynakları, enerji ve yiyecek kıtlığı, tükenen canlı nesilleri neticesinde biyolojik çeşitlilikte azalma meydana gelmesi ve daha birçok olumsuz sonuç.
Herkes, evladını sevdiğini iddia etse de gelecek nesillere yaşanabilir bir doğal çevre bırakmamak için doğal çevreyi kirletme hususunda elimizden geleni ardımıza koymuyoruz.
Dolayısıyla bizler, evlatlarımızı değil, kendimizi ve rahatımızı seviyoruz.