Günümüzde çocuklar ile ebeveynler arasındaki çatışmaların başlıca sebeplerinden biride motivasyon problemidir. Motivasyon ise öyle hemen gerçekleşemeyeceğinden özellikle ebeveynlerin doğru adımlar atarak sabırlı olması gerekiyor.
Özellikle halk arasında çocuklarda motivasyon eksikliği tanımlanırken çok zeki bir çocuk ama ders çalışmak içinden gelmiyor denir. Çocuklardaki motivasyon sorunu en fazla derslerinde göze batmaktadır. Evlatlarında kapasite olduğunu gören ebeveynler, evlatlarının derslerine motive olarak çalıştığı takdirde çok başarılı olacaklarının farkındadırlar. Ancak evlatlarını bir türlü motive etmeyi başaramayan, denediği her çözüm karşısında başarısız olan ebeveynler, evlatlarının kendi geleceklerini kendi elleriyle yok ettiklerini görünce adeta çılgına dönüyor ve evlatlarıyla çatışmaya başlıyorlar. Bu çatışmada ise evlatların, ebeveynlerine anlayışlı davranması ve onların, kendi iyilikleri için mücadele ettiğini unutmaması gerekir.
Çocuklarda motivasyonun tam anlamıyla sağlanabilmesi için amaç-enerji-eylem üçlüsünün kesinlikle bir araya gelmesi gerekir. İlk önce amacın ne olduğunun belirlenmesi gerekir. Okul dersleri üzerinden gidecek olursak amaç yıl sonunda en az 95 ortalama ile takdir almak olsun. Enerji ise belirlenen amaca yönelik içten gelen istektir. Eylemde amaç ve enerji doğrultusunda harekete geçmek ve amaca ulaşmak için enerjiyi de doğru yönlendirerek yeteri kadar ders çalışmaktır.
Ebeveynlerin, çocuklarının dünyaya gelirken bir motivasyon tipinin baskınlığıyla geldiğini bilmesi gerekir. Bu motivasyon tipi ise iç motivasyon ve dış motivasyon olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Şimdi bu iki motivasyon tipini yakından tanıyalım.
İç Motivasyon: İç motivasyon tipine yatkın çocuklar, yaşamdaki amaçlarının farkında oldukları için belirli bir plan çerçevesinde hareket ederek amaçlarına hizmet ederler. Kararlı ve sakin olmakla birlikte çok istekli olduklarından enerjileri yoğundur. İç motivasyona sahip çocuklar, herhangi bir işi yapmada uyarılmaya ihtiyaç duymadıklarından dolayı sorumluluk sahibidirler.
Dış Motivasyon: Çocuklar, dış motivasyon tipine yatkın ise sonuç odaklıdırlar. Bu nedenle de bir işi başladıkları gibi bitirmek isterler. Bu motivasyon tipinin baskın olduğu çocukları sürekli yönlendirmek gerektiği gibi bugünün işini yarına bırakmayı çok severler. Enerjilerini de çok çabuk tüketirler.
Bazı durumlarda motivasyonda artma ya da azalma olsa da bu çocukta baskın olan motivasyon tipini etkilemez.
Dış motivasyonun özellikleri hiçbir ebeveynin hoşuna gitmeyeceğinden her ebeveyn, bu dış motivasyon tipini, iç motivasyon tipine döndürmenin bir yolu yok mu diye kara kara düşünmeye başladı bile. Ama merak etmeyin bunun bir yolu var ama bu yol çok çetin bir yol.
Ebeveynler, çocuklarındaki dış motivasyonu, iç motivasyona çevirmek için çoğu zaman çocuklarını rehberlik veya psikolojik danışma merkezlerine götürerek bir iki seansta sonuç almak isterler. Ama bu imkansız. Çünkü dış motivasyonun, iç motivasyona çevrilmesi için pozitif yaklaşım tarzları ile çocuğunda desteği alınarak sabır içerisinde uzun soluklu bir mücadeleye girişmek gerekir. Ayrıca dış motivasyonu, iç motivasyona çevirme hususunda MelLevine, 'Her Çocuk Başarabilir' kitabında ebeveynlere, çocuklarına başarı duygusunu yaşatmayı tavsiye ediyor. Dış motivasyon tipinin baskın olduğu çocuklarda, başarıya olan inanç yitirilmişse bu çocuklardaki iç motivasyona yönelik her türlü çabanın sonuç vermeyeceği düşünüldüğü zaman Mellevine'nin tavsiyesinin ne kadar etkili olduğu daha iyi anlaşılır. Ebeveynler, çocuklarına yapabilecekleri sorumlulukları vererek onlara başarı duygusunu yaşatıp, hem derslerine hem de yaşama karşı motivasyonlarını artırabilirler.
Ebeveynlerin, çocuklarında motivasyonu artırmak için yaptıkları en büyük hata ise çocuklarının motivasyonuna katkı yapacağı düşüncesi ile negatif söylemlerde bulunmalarıdır. Bu negatif söylemlerin en yaygın olanları ise sen başaramazsın, ders çalışmadığın için sınavda kesinlikle başarılı olamazsın, senden hiçbir şey olmaz gibi söylemlerdir. Ancak ebeveynlerin, şunu çok iyi bilmesi gerekir ki bu tür söylemler, çocuklarının motivasyonuna hiçbir katkı yapmayacağı gibi kendilerine olan özgüvenlerini kaybetmelerine ve daha fazla kaygı duymalarına neden olacaktır.