Tek program ya da diziden bir şey olmaz diyerek ekran başına oturduysanız geçmiş olsun. Çünkü televizyon bağımlılığında ilk adımı atmışsınız demektir. Unutmayın ki sigaraya başlayan insanlarda tek dal sigaradan ne olur ki diye içmeye başlıyorlar. Sonrası ise bağımlılık. Televizyonda aynı sigara gibi yaşantımıza sinsice giriyor ve bizleri, asalak yaşayan varlıklar haline dönüştürüyor.
Televizyon bağımlılığı üzerine yapılan istatiskler, televizyon bağımlılığının 11-15 yaş aralığında yani ergenlik döneminde başladığını gösteriyor. Bu yüzden ailenin dirayetli kişisi, bu da genellikle baba olur ki böyle bir tehlike sezdiği anda tepki koymalıdır. Böyle bir tepki gelmediği takdirde 1-2 program derken 3-5 program şeklinde bağımlılığın dozu giderek artar.
Televizyon, günümüzde çok geniş kitlelere hitap ederek insanları görüntü bombardımanı altına alırken bizden önce yaşayan toplumların iyiliklerini ve kötülüklerini kendi ideolojik çerçevesinde sunarak insanları etki altına almaya çalışmaktadır. Böyle bir durumda ekran çöplüğüne zemin hazırlamakta ve ekran çöplüğünün içerisine gırtlağına kadar batmış insanlar, her geçen gün biraz daha asalaklaşmaktadır.
Günümüzde eğitim sisteminin beslendiği kaynakların zayıf olmasından çok iyi istifade eden televizyon müptelaları, evlerimize adeta çöreklenmekte, bir süre sonrada evlerimizin vazgeçilmezleri olarak gözlerimizin önüne set çekerek gerçekleri görmemizi engellemektedir. Gerçekleri göremediğimiz içinde iplerimiz, bir kuklanın ipleri gibi başkalarının eline geçtiğinden çok rahat şekilde yönlendirilebilmekteyiz.
Günümüzde toplumumuz içerisindeki suç oranının bu kadar çok yükselmesindeki baş aktör televizyondur. Ekranlarda yayınlanan ve toplumda yaratacağı etki ne olur diye üzerinde yeterince düşünülmeyen programlar yüzünden insanlar canileşmektedir. Öyle ki toplumumuzun nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu artık kimse anlayamamaktadır.
Televizyon sayesinde küçük suçları görmezden gelen toplum, büyük suçlara zemin hazırladığının farkında dahi değildir. Toplumun, hukuki yaptırıma sahip gücü olan devlet, en küçük suça dahi işlem yaptığı takdirde büyük suçların önüne geçebilir. Devlet, küçük suça izin verdiği takdirde iş kontrolden çıkarak önü alınamaz bir hal alır. Bugün yeterince denetlenmeyen televizyon programları nedeniyle cinayetler, sapıklık vakaları, hırsızlıklar ve dolandırıcılıklar büyük artış göstermiştir.
Devlet tarafından yeterince denetlenmeyen televizyon programlarını toplum izlemeyerek dirayet gösterip tepki korsa el ele vererek kendilerini asalaklaştırmaya çalışanlarla baş edebilirler. Ancak ülkemizde yapılan istatiskler günlük televizyon izleme oranının 4 saat olduğunu gösteriyor. Dünyada ise bu oran 2 saat 25 dakikadır.
Toplum, bu kafayla gittiği takdirde ekranların camını zor kıracak gibi gözüküyor. Kırılmayan ekran camının ise topluma ne kadar zarar verdiğini bir bilsek…