Yaşamlarında başarıya ulaşmak isteyen insanlar, zaman ve başarıyı birbirinden soyutlarlarsa yaşamlarındaki hedeflerine asla ulaşamazlar. Çünkü yaşamda başarıya ulaşmanın ilk ve vazgeçilmez şartı zamanı verimli kullanmaktır.
Etrafımızdaki insanlara şöyle bir baktığımız zaman herkesin çocukluk çağlarına ait hayallerinin olduğuna ve bu hayallerin zamana yenik düştüğüne şahit oluruz. Zamanı verimli kullanamadığı için çocukluk çağlarındaki hayallerine veda etmek zorunda kalan yetişkin insanlar, her ne kadar yaşamla mücadele etseler de yaşam karşısında yılgındırlar. Bu yılgınlık ise evlatlarının yetişmesine dahi yansıdığından sağlıklı nesiller yetiştirememekteyiz. Hayallerine veda eden yetişkinler, evlatlarını okul, etüt, özel ders üçgeninde boğmakta, sadece okuyarak ve kültürlü bireyler olarak onların hayallerine ulaşacaklarını, mutlu bireyler olacaklarını düşünmektedirler. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü zamanı bir tarafa yönlendirerek yaşamın öbür taraflarını görmezden gelmek mutluluk değil, ancak mutsuzluk getirir. Kendi hayallerine ulaşamayan anne ve babalar, çocuklarının hayallerine ulaşmasını ve mutlu olmasını istiyorlarsa onlara zamanı verimli kullanmayı öğretmelidirler. Yani çocuklar, ders çalıştığı gibi oyunda oynayacak, gezecek ve eğlenecek. Önemli olan zamanı iyi planlayarak bu plana uymaktır.
Zaman konusunda en büyük israfı ise zamanı iyi planlayamayan gençler yapmaktadır. Günümüzün kapitalist anlayışına kendilerini çok fazla kaptıran gençler, yaşamı sadece eğlenceden ve gezmekten ibaret sanmakta ve hiçbir sorumluluk üstlenmemektedir. Yaşamının en güzel ve verimli çağlarını bilgisayar oyunları ve cep telefonları başında geçiren gençler, içinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağında çok rahat ulaşabilecekleri bilgiyi ve teknolojiyi avuçlarının içerisinden kaçırdıkları gibi ecnebi milletlerin kendilerine empoze ettikleri düşünceler ve fikirlerle yaşamlarını şekillendirmektedirler. Ne yazık ki gençlerimiz bunların farkında dahi değildir.
Yaşamda başarının anahtarının zamanı verimli kullanarak yaşamın her alanında doyum sağlamak olduğunu çocuklarımıza ve gençlerimize öğretmeliyiz. Aksi takdirde biz yetişkinlerin yaşadığı yılgınlığı gelecekte onlarda yaşayacaktır.