Siyasal bir topluluktan oluşan devletin temelini ‘Hak' oluşturur. ‘Hak' ise ancak adalet ile elde edilir. Devlet, yasadan ve adaletten ayrıldığı zaman haklı olana hakkı teslim edilmediği için topluma zulmeder. Adalet bütün erdemleri içerisinde barındıran bir kavramdır. Bu nedenle de erdemli ve ahlaklı olmanın yolu adaletten geçer. Adalet, yanlış anlaşılmalar sonucunda dahi sapmış olsa toplum açısından ağır sonuçları olabilir. Toplumun, adalet kavramına karşı güveninin sarsılmaması için adaletin, her daim sağlanması önemlidir.
Devlet, adaletten saptığı anda orta direğini kendi eli ile devirmiş ve temelini sarsmış olur. Devlet, üstünlerin hukukuna göre değil, hukukun üstünlüğüne göre karar almalıdır. Dünya toplumları için günümüzde adalet tam bir travma halini almıştır. Çünkü adalet, tavrını daima güçlüden yana koymakta ve bu da dünya toplumlarının adalete olan güvenini sarsmaktadır. Dünya toplumları adalete inanmayınca terör örgütleri, bu kaynaktan beslenmekte ve dünyamız, huzura bir türlü erememektedir. Örneğin günümüzde Müslüman diye geçinen sözde DEAŞ terör örgütünün, Hıristiyan Avrupa ve Amerika'dan dahi taraftar bulması toplumların, adalet inancını yitirmesindendir. Günümüzde devletler, özellikle bireysel bazda yapılan adaletsizliklere önem vermemekte ve güçlü taraf kim ise o tarafın lehine karar verilmektedir. Oysa bireysel bazda yapılan adaletsizlikler, topluma bir virüs gibi yayılarak toplumun, adalete karşı olan güvenini sarsar. Toplum, adaletin kuvvetsiz olduğuna kanaat getirdiği zaman kendi adaletini yine kendisi sağlamaya kalkar ki bu durumda da toplumdan daha büyük güç bulunmaz.
Bu nedenle devlet, toplumu en büyük güç olarak görmeli ve adalet terazisini devamlı dengede tutmalıdır. Platon'un, ‘Devlet' eserinde dediği gibi ‘Adalet, her kişiye borçlu olunanı vermektir.’ Burada bahsedilen borç ise hakkın ta kendisidir. Sigmund Freud ise medeniyetin ilk şartının adalet olduğundan bahsetmiştir. Adaleti layıkıyla tesis edemeyen toplumlar, ağızlarıyla kuş tutsalar dahi medeni olamazlar. Mevlana'nın dediği gibi ayakkabı ayağa, külah başa, adalette layık olduğu yere koyulmalıdır. Son olarak toplumun adalet gücü, bağımsız olmalıdır. Adalet gücü, kağıt üzerinde değil de gerçekten bağımsız olan toplumlarda asla zulüm olmaz.